Milliyet'te önce patronaj, sonra da Genel Yayın Müdürü değişikliği oldu. Sevgili Ahmet Hakan, bu değişikliklerin Milliyet'i pek renklendirmediğini söylüyor ve bence haksızlık ediyor..
Doğan gurubunda tam bir duraklama, hatta gerileme dönemine giren Milliyet, özellikle Derya Sazak'ın Genel Yayın Müdürlüğü'ne geldiği günden bu yana hızla renkleniyor..
İlk değişiklik eklerde oldu. Milliyet, hele hafta sonlarında "En renkli" ekleri yapmakta başa güreşmeye başladı. Günlük Cadde de çok hoş..
Gazetenin ön sayfaları çok fark etti. Değişiklik sanki köşe yazarlarını da etkiledi.. Mehmet Tezkan başta, adeta coştular. Tezkan'ın "Gülşah Öğretmen ve Cemil Kaptan'ın ölümlerinin peşini bırakmayalım" yazısı, hepimize gazetecilik dersiydi. Çoktan bıraktık bile, ne yazık ki..
Taraf gazetesinde olup bitenler hakkında en güzel "Bilgi/ Yorum" Milliyet'te Aslı Aydıntaşbaş imzasıyla çıktı ki, altına ben de imzamı koyarım.
"Tarafzedelerden özür dilemeden gitti" dedi, Aslı, Ahmet Altan için.. O gazete yüzünden, suçlarının ne olduğunu bile doğru dürüst bilmeyen yığınla insan senelerdir tutuklu ve bu yılbaşını da "İçerde" geçirecekler..
Ahmet'in haklı olduğu yer, spor sayfaları.. Milliyet, bu ülkede "Spor Yazarlığı"nı getiren gazetedir, Namık Ağabey'le birlikte.. Namık Ağabey yenilik demekti. Milliyet durmadan yeni bir şey bulur, ötekiler hemen taklit ederlerdi. Bir maç, Milliyet okumadan bitmezdi. Öylesine "Efsane" idi Milliyetspor.
Ama yıllardır bir durağanlık içinde. Her gün ne bulacağımı, ne okuyacağımı biliyorum. Uğur Meleke, Ercan Güven ve Atilla Gökçe gibi çarpıcı yazarlara rağmen..
Namık Ağabey'in sağ kolu Kenan Şengül'ün oğlu, bugünkü müdür Cem, silkelenmeli..