İstanbul'da vali var mı?.
Yok!.
İstanbul'da Emniyet Müdürü var mı?
Yok!.
İstanbul'da Trafik Müdürü var mı?
Yok!.
İstanbul'da Belediye Başkanı var mı?.
Yok!..
Hadi birisi, bir teki bana, "Varım" desin, yüzü kızarmadan..
Olsa İstanbul halkının her gece çektiği işkenceye bir emir, bir minnacık emirle engel olurdu. Çözümü zor sorunlar var, tamam.. Ama bir emirle çözülecek sorunlar dahi kimsenin umurunda değil..
Kanyon'a sinemaya gittim. Levent'ten tünelle Büyükdere Caddesi'ni aşıp Kanyon kavşağına gelmem, 27 dakika sürdü. 200 metre değil. Hadi ben ayda yılda bir gidiyorum Kanyon'a, gitmesem de olur. Ama o 200 metre Gültepe'ye girişin tek yolu. Binlerce insan her gece bu işkenceyi yaşamak zorunda.. Çünkü Kanyon'u oraya oturtan Belediye, trafik düzenlemesi yapma gereği duymadı.
İstanbul Trafik müdürü, tüm trafiği tıkayan iki Kanyon kavşağına iki, sadece iki memuru, sadece iki saat için görevlendirmiyor.
Bin defa yazdım. Bir emirlik iş.. Ama bu emri veren ferdi vahit yok.. Çünkü İstanbul'un sahibi yok..
O makamlarda oturanların tek işi var.. "Hazretler"e yol açmak..
O binlerce vatandaş için iki polis görevlendirmeyen vilayet, bir "Hazret" civara gelince 3 bin polis yığıyor.. Bu gözler, onu da görüyor..
Ben bıkmadan usanmadan "Sahipsiz İstanbul" örnekleri vermeye devam edeceğim..