Mustafa Eren, Erkekçe'yi bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük dergisi yapan ekibin süsüydü. Yani süslemelerini yapan, sayfaları çizen ressamı.. Geçen gün bana uğradı..
Son yıllarda kendini çağdaş hattatlığa verdi, latin harfleriyle hat yazıyor ya.. Yeni bir sergi açmış, Ada'da, Anadolu Kulübü'nde..
"Yahu, eylülde Ada'da sergi mi açılır?. Ada'da yazları yaşayanlar bile geri döndü, okullar açılınca" dedim..
"Satayım diye açmadım ki" dedi..
"Ya niye?.."
"Anadolu Kulübü'nü hatırlatmak için.."
Anadolu Kulübü.. Gazeteciliğe başladığımız yıllarda efsaneydi bu Atatürk'ün isteğiyle, 1926 yılında, Ankara'nın siyasal ve bürokratik önderleriyle, başkentteki yabancı diplomatların, gayri resmi bir ortamda, sohbet edebilmeleri, dost olabilmeleri amacıyla kurulmuş bu kulüp.. Hasbel kader giden meslek ağabeylerimiz hafiften kasılarak anlatırlardı, ertesi gün..
Büyük Ada'da açılan şube daha da efsaneydi.. Orada kalmak, denize girmek, yemek yemek statü sembolüydü..
Ben yıllar yıllar sonra bir kere gidebildim.. Ali Kocatepe şarkı söylüyordu kulüpte.. Bizi de alıp götürmüştü. Sonra adını duymadım. "Kapandı" diye düşünüyordum. Oysa devam ediyormuş.
Etmeli.. Sanat ve kültür adamlarıyla böylesi işbirlikleriyle devam etmeli. Karşılıklı destek olmalılar birbirlerine..
Yaz bitiyor. Ada'nın son güzel günleri.. Hafta sonu bir yolunu bulun.. Hem Anadolu Kulübünü, hem de Mustafa'nın hatlarını görün.. Hayatınızda bir fark yaratın.. (21 Eylül'e kadar..)