Evden çıkacak vakit bulamıyordum son zamanlarda..
Bir yanda Avrupa Futbol Şampiyonası.. TRT'nin felaket sunumuna rağmen..
Öte yanda Avrupa Atletizm Şampiyonası..
Atletizmi ve anlatmayı 25 yıldır öğrenemeyen ve öğrenme niyeti olmayan cahillere rağmen.. Onları alkışlayan TRT Genel Müdürü'ne rağmen..
Öte yanda Wimbledon Tenis Turnuvası..
Daha öte yanda, emsalsiz turistik Fransa görüntüleri ve harika bir anlatımla, Fransa Bisiklet Turu..
Fransa Turu'nda insanların nasıl binler, on binler halinde önlerinden bir an içinde geçecek bisikletçileri görmek için yol kenarlarını bir bayram yerine döndürdüğünü izliyoruz..
Daha ilginci Wimbledon'da.. Kortlar dev fiyatlara rağmen tıklım tıklım dolu..
Ama havadan yapılan çekimlerde görüyoruz, kortların içinde yer aldığı Wimbledon Parkı da dolu.. İnsanlar piknik yapar gibi kortların dışına yayılmışlar..
Bu sahneyi ilk 1984 Los Angeles Oyunları'nda görmüştüm. Oyunların stadı Coleseum'un etrafı binlerce ama binlerce piknikçiyle doluydu.
Sosisçiler, tavukçular, aklınıza ne gelirse..
Yahu televizyonlar hem de nasıl veriyor, evinizde oturup seyretsenize içeri giremiyorsanız?..
Hayır.. Mesele "Orda olmak" duyusu.. Bunu anlayabiliyor musunuz?..
Orda olmak duygusunu anlayabiliyor musunuz?.
Bizde "İçerde olma" duyusu bile yokken, olimpiyat yapmaya kalkışanlar tenis ve bisikleti bir kaç gün izlesinler ve neyi yanlış yaptığımızı düşünmeye başlasınlar..