Bazen, fotoğraflar, yazılardan çok fazla konuşur, derler ya.. Ayni gazetede ayni sayfada manşetler "4 şehit.." Ve de fotoğraflar.. İngiltere Kraliçesi el sıkışıyor kendisine gülümseyerek bakan adamla, gülümseyerek.
Adam kim?. İrlanda Kurtuluş Ordusu'nun en kanlı komutanlarından.. Binlerce İngiliz askeri öldüren İRA terörizminin başlarından yani..
Daldım gittim..
Abdullah Gül'le Murat Karayılan el sıkışıyorlar, dünyanın gözleri önünde, birbirlerinin gözlerinin içine gülerek bakaraktan..
***
Cumartesi günü çıkacaktı bu satırlar, köşemiz gene ilanlarla daralmasa, "Olmaz olmaz deme" başlığı altında.. Ve pazar günü de, birinci sayfamızda, bütün birinci sayfalarda olduğu gibi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Leyla Zana'nın baş başa konuşmalarının fotoğrafı..
Gerçi Leyla Zana, İngiltere'ye kök söktürmüş İRA Komutanı gibi, elde silah PKK teröristliği yapmadı. Ama siyasal kanadın önde gelen liderlerindendi. Bu ülkede onun adını nefretle ananların sayısı çoktur..
***
Erdoğan - Zana buluşması, Kürt sorununun çözümü yolunda önemli bir adım.. Aslında tüm sorunların çözümü yolunda önemli bir adımdır, "Diyalog!.."
Bir yandan elde silah savaşırken bile diyalogu sürdürmen gerek.. Barışın, anlaşmanın, çözümün yolu bu çünkü..
Erdoğan'ın, Zana ile buluşmasını büyük bir mutlulukla alkışladım.. Bu buluşma, bu diyalogun gerçekleşmesi, başta Başbakan Erdoğan'ın kendisi herkese örnek olmalı..
Birisine kızar, öfkelenir, nefret eder, düşman olur, hatta savaşırsınız.. Ama çözüm istiyorsanız eğer, bir yandan da diyalogu sürdürmeniz şarttır..
Oslo görüşmeleri de buydu..
Varsa, İmralı görüşmeleri de budur.
30 yıldır süren ve bitme umudunu zerre göstermeyen savaş, iki taraftan verilen 50 binden fazla ölü, 50 binden fazla yuvaya ateş düşmesi, 50 binden fazla ananın ağlaması nasıl sona erecek?.
Diyalogla..
Başka yolu yok..
Savaşın yol olmadığını gördük ve biliyoruz. Kimse kimseyi kandırmasın..
Bu savaşı zaman zaman kazanır duruma gelen ve şimdi çoğu PKK'lılarla ayni unvan altında "Terörist" diye tutuklu komutanlar "PKK terörü savaşla bitmez. Biz görevimizi yapar, savaşı kazanırız, ama beslenmeyi önleyemezsek, PKK bitmez. Gidenlerin yerine artarak yenileri geliyor. Barış siyasal çözümle mümkün" demediler mi?.
Şimdi bu diyaloglar, gizli, açık sürüyor.. Ülkesini, ülkesinin insanlarını seven herkesin, bu diyalogları teşvik etmesi gerekir..
Ama ne var ki, sadece siyasal amaçlar, sadece yarın sandıkta üç beş oy için, ağlayan binlerce ananın göz yaşları üzerinden politika yapanlar var..
MHP'nin, Leyla Zana görüşmesini nasıl ucuz malzeme yaptığını ekranlarda dehşet içinde izledim..
Leyla Zana, Kandil, hatta İmralı ile görüşmelere karşı çıkan, görüşenleri lanetleyenler, bir alternatif çözüm önerisi getirseler..
On binlerce şehit ve on binlerce "Tesirsiz hale getirme (!)"ye rağmen, yüz bin ananın ağlamasına, bu ülkede oğlu delikanlı yaşa geldi diye bayram etmesi gereken milyonla ailenin, nerdeyse dehşete varan bir endişe içinde yaşamasına engel olacak bir çözüm önerseler.. "Kahrolsun Zana..
Kahrolsun onunla görüşen başbakan.."
Peki olsun.. Gel sen yönet sorunu.. Nasıl çözeceksin, onu anlatsana..
Yok..
MHP'nin savaşa çözüm önerisi, daha çok savaş.. Ölümlere çözüm önerisi, daha çok ölüm..
Peki, MHP Milletvekili, MHP yönetici ailelerinden kaç şehit var, bu 30 yılda?..
O zaman, kimin sırtından yapılıyor, oy hesapları..
Kimin sırtından ve ne pahasına?..