Meğer maçı arkamda casusla izlemişim.. Sevgili Emir (Somer) telefon etti.. "Hıncal ağbi, maçı sizin gurupla izleyebilir miyim?. Hem izlenimlerimi yazarım, hem de maçtan sonra sana bir iki soru sorarım.."
"Olur" dedim. Geldi..
Meğer arkamda oturur, maç boyu her dediğimi not edermiş.. Ağzımdan çıkanı yazmış..
Eee.. İzin verdik. Yapacak bir şey yok.. Bir noktada yanlış anlamaya itirazım var.
Baroni/ Selçuk İnan pozisyonuna "Penaltı" demişim. Hayır.. Herkesin konuştuğu, gazetede de resmi olan pozisyona, altını çizerek "Penaltı değil" dedim, fanatik arkadaşlara da izah ettim. Penaltı dediğim pozisyon gündeme bile gelmedi. Ben tekrarda fark ettim.. Yapılan bir ortaya yükselen Selçuk'u arkasındaki Fenerli, havadayken belinden itiyor. Baroni mi, Bekir mi bilmiyorum. Selçuk yüzü koyun kapaklanırken, arkasındaki Galatasaraylı vuruyor topa.. Herkesin gözü onda olduğu için Selçuk'un uçuruluşuna ilk anda dikkat bile etmedik. Tekrarda net penaltıyı gördüm ve onu söyledim.
Bir de Caner'e ikinci sarıdan kırmızının net, Fenerli Selçuk'un sarı kart gördüğü pozisyonun da açık seçik, doğrudan kırmızı olduğunu, hakemin Fener'den iki kırmızı esirgediğini söyledim. Yer kalmamış herhalde..