Gençlik değil, hayat boyu aşkımdır, Marilyn benim.. Öyle de kalacak.. Dünyanın en çok hakkı yenen sanatçısıdır.. Eleştirmen, dünyanın her yerinde ve her zaman ayni..
Güzel, seksi sarışından sanatçı olur mu?. "Seks Bombası" diye sundular onu "Atom Bombası" dünyasına.. Kız ölene dek, o damgadan kurtulamadı.. Sanatçı olmak, sanatçılığını kabul ettirmek için çırpındı durdu. Bu yüzden ruh hastası oldu, haplara düştü ve sonunda bir sabah yatağında ölü bulundu, geriye ölümsüz filmler bırakarak..
Eleştirmenler ölümünün çok çok ardından, sanatını kabul ettiler ve özür dilediler.. Amma velakin iş işten geçmiş, Marilyn gitmişti.
Marilyn'le Bir Hafta onun yaşamından bir haftanın gerçek öyküsü.. Colin Clark, zengin ve asil ailenin, kendi hayatını kazanmak ve yaşamak isteyen oğlu. Eton gibi asiller lisesi ve Oxford gibi efsane üniversiteyi bitirdikten sonra babasının şatosuna değil, Londra'da bir pansiyona yerleşip, Laurence Olivier'in şirketinde getir, götür işi buluyor. Usta aktör, o sırada Marilyn Monroe ile, The Prince and the Show Girl/ Uyuyan Prens filmini çekecek. Colin, Marilyn'le geçirdiği günleri daha sonra bir anı kitabında kaleme almış. Film, bu kitaptan çekilmiş..
Güzel de çekilmiş..
O sıralar Arthur Miller'le evli Marilyn'in dünyasına giriyorsunuz.. İki Marilyn'i tanıyorsunuz.. Dünyaya sunulan, yani sanılan.. Ve de gerçek.. Bu ikisi arasındaki uçurumu da haplar kapıyor..
Michelle Williams, fizik olarak Marilyn olmaktan uzak.. Seks bombası olmayı geçin, yolda yanınızdan geçse dönüp bakmazsınız.. Ama bu zor rolü fevkalade iyi oynuyor.. Oscar adayı zaten.. Sir Laurence Olivier'de, Kenneth Branagh olağanüstü asıl.. Bence Oscar'ı da alır.. Asıl merak ettiğim, kısa rolünde harikalar yaratan Dame Judi Dench nasıl aday olmamış?..
Ben filme bayıldım. Nat King Cole'den Autumn Leaves dahil dönem şarkılarıyla, sound trackini almak isteyebilirsiniz.. Ama eğer giderseniz, lütfen son jenerikte fırlamayın yerinizden ve bu film için yazılmış Marilyn müziğini, çağımızın en büyük piyanistlerinden Lang Lang'ın yorumu ile dinleme şansını kaçırmayın. Film kadar güzel.. Hatta, daha güzel.. Ne yazık kimse farkına varmadı.. Sinemada yangın çıkmış gibi dışarı attılar kendilerini insanlar, her zamanki gibi.. Yazık ettiler..
Lang Lang'a değil.. Kendilerine..
