Abuzittincim,
O gemide eşimle birlikte ben de olabilirdim. Kayalıklara çarpıp karaya oturan, dünyanın 26'ncı büyük lüks yolcu gemisi Costa Concordia'dan söz ediyorum. Bu tip gemilerle dolaşmayı seviyorum. Yazın fiyatlar uçuyor. Şimdilerde daha uygun. Mevsim itibariyle durum biraz ters ama gene de çok, çok keyifli.. Ayrıca Akdeniz, bu aylarda pek hırçın değil.
Düşünsene, denizin üzerinde, 7 yıldızlı bi oteldesin.. Evet 7 yıldız. Mükemmel servis ve mükemmel yemekler.. Ye, yiyebildiğin kadar. Alkol ve diğer içecekler paralı. O kadar olacak..
Ama 1500- 2000 kişilik görkemli salonlarda yapılan gösteriler ücretsiz. Bi sürü meşhur akrobat, jonglör, sihirbaz, dansçılar ve şarkıcıların sunduğu şovlar ücretsiz. SPA merkezleri gene öyle.. SPA deyince, gerçi şimdi sular altındadır, mesela Costa Concordia'nın SPA merkezi Samsara dünyanın en büyüklerinden biri. 6000 metre kare ve iki kat üzerine kurulu! Her geminin kendine göre özelliği var. Bunlara cruise gemisi diyorlar ama bence transatlantik adı daha yakışıyor. İlla atlantik aşmaları gerekmiyor.
Zaten benim bildiğim transatlantiklerden daha geniş ve uzunlar.. 10 katlısı var 15'i var daha yüksekleri de var. Su kesimleri 8 metreden başlıyor, boyları 300 metreyi aşıyor... ve böyle bi kitleye saatte 40-50 kilometre hız verebiliyorlar. Anlatmakla bitmez.. Hele geçen sene dünyanın en büyüğü Oasis'le gezmiştik, gemi değil kocaman ada.
Mürettebatla birlikte 8000 kişiden fazlasını taşıyordu. Kaş'ın nüfusundan fazla. Yok, yok! İçinde kuşlar uçuşan bi parkı bile vardı. Neredeyse Ankara'daki Kuğulu park kadar!
Ama görüyorsun bunlar da batabiliyorlar. Daha doğrusu kendi başına bıraksan batmazlar da biz insanlar batırabiliyoruz. Costa Concordia'nın kaptanı, yazılanlar doğruysa, sevgilisine düdük çalmak için sahile o kadar yaklaşmasaydı, bu kaza olmayacaktı.
Düdük meselesi tartışmalı olabilir ama bütün görgü tanıklarıyla, İtalyan Sahil Muhafaza geminin, tehlikeli biçimde kıyıya yakın seyrettiğinde hemfikir. 290 metrelik süper teknenin kaptanı Francesco'nun hatasından battığı hemen hemen kesin.
Dönelim mektubun başına, ben neden eşimle birlikte bu gemide olacaktım. Tam bu geziye yer ayırtıyorduk ki Nazmiye, "Biraz daha güneye insek.. Hiç değilse ısınır, güneş yüzü görürüz" dedi. O günlerde Ankara'da hem kar var hem hava eksilerde. Uzatmim Concordia'dan dört gün sonraki geziye angaje olduk. Sen bu mektubu okurken biz Costa Serena'nın (Batan Costa Concordia'nın eşi) kaptanının da sevgilisine düdük çalmak gibi bi tutkusu yoksa, Kanarya Adaları'na doğru gidiyor olacağız.
Kısaca... Titanic'den beri böyle büyük gemilerin yaptığı kaza yok. Bizler için, hele Türkiye'de, karşı kaldırıma geçerken ölme riski daha fazla.
Costa Concordia'nınki (şimdilik 11 ölü 20 kayıp) Titanic'den sonra en büyük ikinci cruise, büyük yolcu gemisi kazası.
Bana sorarsan her şeye rağmen, süper dev yolcu gemileri, öteki taşıtlara göre çok daha emin.. Üstelik çok da keyifli.. Tabii "kaptan ve düdük" meselesi hariç..
Münasip yerlerinden öperim.
Kardeşin Güneş.
tecelligunes@yahoo.com.tr