Sevgili Müge "Bu akşam Kanlıca'ya gidiyoruz. Hoş bir yer biliyorum" dediğimde aklıma Yahya Kemal geldi.. Ne güzel dizelerdir, Eylül Sonu..
Ne güzel anlatır Kanlıca'yı sevmeyi.. Kanlıca'yı özlemeyi..
"Günler kısaldı... Kanlıca'nın ihtiyarları
Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları.
Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa...
Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa...
İçtik bu nâdir içki'yi yıllarca kanmadık...
Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor, yazık!"
Kanlıca'da gittiğimiz yer İkinci Bahar diye lokanta.. Tam lokanta.. Bu sözcüğü dilimize hediye eden İtalyanların mahalle aralarında lokantaları vardır ya, minik, sıcak, insanları birbirine yakın, dost, selamlaşan.. Ünal'la girdik, öyle bir mekan.. Bir genç kadın karşıladı. Sinem.. Müge henüz gelmemiş.. Sinem, işin başındakilerden. Mutfağı eğitimle öğrenenlerden..
Duvarlara baktım.. Tablolar asılı.. Hepsi ayni ressamın elinden gibi.. Duvar süsüne benzemiyor..
"Sergi mi" dedim.. "Evet" dedi Sinem.. "Duvarlarımızı genç ressamlara ayırdık.. Buraya genelde iç ve dış turistler geldiği için, çok da yararlı oluyor onlara.." Oturduk, Müge'yi bekliyoruz.. Çok hafif, dinlendirici, dinlemek isteyenin dinlediği, konuşmak isteyenin rahatça konuştuğu bir yükseklikte müzik devamlı Fransız şansonları çalıyor.. Oysa burası bir Türk lokantası..
Soğuk mezeler, ara sıcaklar, sonra etler.. "Bu Fransız Müziği ne" dedim.. Erdoğan'la tanıştık.. Sinem'in eşi.. O da nasıl hoş sohbet birisi.. İkinci Bahar'ın 22 yıllık sahibi.. "Bizim asıl müşterilerimiz yabancılar. Ben de şansonları çok seviyorum.. Türk lokantası diye ille Türk müziği çalalım, diye bir ezberimiz yok" dedi..
Sinem "Yemeklerin hepsi Türk, ama damak tadında da yabancıları gözetiyoruz" dedi..
Hüseyin'in Londra'da Sofralarda yaptığını Hüseyin ile Sinem burda yapıyorlar yani.. "Yuvalama" geldiğinde önüme, ilk kaşıkta anladım, ne dediklerini.. Bu bambaşka bir lezzet.. Bir tandır yedik, odun fırınında 4 saatte pişmiş.. Bu etin benzerini yıllar önce Bilbao'da yemiş dönüşte size efsane gibi anlatmıştım.. Ve de finalde Sinem'in elleriyle yaptığı kabak tatlısı.. Annemden bugüne ilk defa.. Kanlıca'ya gidin.. İskele trafik ışıklarının hemen karşı sokağında İkinci Bahar..
Onun karşısında da ünlü Kanlıca Yoğurtları'nın yapıldığı yer. Masanıza çömlek içinde servis ediliyor, o günün yoğurdu.. Kanlıca'ya gidin ve Yahya Kemal'in o şiiri niye yazdığını hissedin..