"Mustafa Hocanın yerine kim" dedim Şansal'a..
"Hakan Şükür var kafamda.. Ne dersin" dedi..
"Yüzde 100" dedim.. "Yüzde 95 futbol.. Yüzde 5 adamlık.."
Milletvekili Hakan, Maraton'da sunucu olunca bir anayasa tartışması başladı.. Bu iş milletvekilliği ile bağdaşır mı?.
Bağdaşmayacağı açık.. Bir milletin vekili, "Başkasına muhtaç olmasın" diye milletin vergilerinden tonla maddi, manevi avantajı hem de yaşam boyu sağlayan adam, bir iş adamının patronluğunu kabul eder mi?. Bir müdürün emrine girer mi?.
Girerse, Meclis'te tarafsız kalır, özgür iradesi ile oy kullanabilir mi?.
AKP'nin Hukukçusu Burhan Kuzu, lisanı münasiple Şükür'ün bu görevden ayrılmasını istedi.
Hakan, hiç de münasip olmayan bir dille "Ben Kuzu muzu takmam. Başbakan isterse ayrılırım ancak" dedi.
Demene gerek yok, Hakan Efendi.. Seni milletvekilliğine atayan Başbakan "Hayır" diyecek de, sen devam edeceksin.. Güldürme beni..