Cumhurbaşkanı şike yasasını iki sebeple veto etti.. Bir.. Yeni yasa suçun işlenmesini önlemede yeterli değil.. İki.. Yeni yasa belli kişi ve kişiler için çıkarılmış gibi..
Bunların ikisi de ceza hukukunun temeline aykırılık.. Ve de Cumhurbaşkanı her iki itirazında da haklı..
Cumhurbaşkanı "Eski yasanın hükümleri çok ağırdı. Onu kabul ediyorum" açıklamasını da yaptı.
Köşk'ün ne demek istediği açıktı..
"Bu yasayı yeniden görüşün, tartışın. Ağır hükümleri dengeleyin.
Ama gene suçun işlenmesini önleyecek cezalar koyun. Hapisten adam çıkarma telaşından kurtulun.."
Ne oldu?..
Hayrettir.. Hayatlarında bir araya gelmeyen AKP, CHP ve MHP, yıldırım hızı ile bir daha birleşti, yasayı, tek kelimesini değiştirmeden Meclis'ten geçirmeye ve aynen Köşk'e yollamaya karar verdiler.
Bunun sebebi açık..
Tek kelime değiştirseler, Cumhurbaşkanının yeniden veto hakkı doğar. Değiştirmezsen, Köşk onaylamak zorundadır.
Niye ikinci vetoyu istemiyorlar?.
Aceleleri var da ondan..
Peki aceleleri neden?. Niye öyle yangından mal kaçırır gibi davranıyor, hayatlarında birleşmeyen partiler?.
***
Yüce Meclis'in saygınlığı..
Geçiniz.. Cumhurbaşkanının vetosu ve "Yasayı yeniden görüşün" demesi, Meclis'in saygınlığına gölge düşürmez. Öyle olsa, Anayasa'ya böyle bir madde konmazdı.
Cumhuriyetin ve demokrasinin simgesi Meclis'e, sadece kendi eylemleri gölge düşürür. O gölge de, o Meclis'in bazı üyelerine düşer. Meclisin manevi şahsiyetine değil.
Tahkikat Komisyonu'na izin veren Meclis üyelerine düştüğü gibi..
17 yaşındaki Erdal'ın idamına onay verenlere düştüğü gibi..
Aylarca Cumhurbaşkanı seçemeyip 12 Eylül'e alenen çanak tutanlara düştüğü gibi..
Meclis tarihinde böylesi "Ayıp" kararlar yığınla vardır ararsanız.. Ama Türkiye Büyük Millet Meclisi, hâlâ bu ülkenin, bu cumhuriyetin ve bu demokrasinin en saygın kurumu olarak yerinde durmaktadır.
Bu yasa değişirse, Meclis'in manevi şahsiyetine gölge mölge düşmez. Bu demagojiyi kimse yemez, bu bir..
***
Hukuka saygı..
İlk yasanın cezaları ağır.. Buna "Hayır" diyen yok.. Ama ikincisinde ceza "Yok.." Olanlar göstermelik.. Fiilen cezayı işlemez kılan hükümler..
İnsanların mahkûmiyetsiz içerde bir gün bile kalmasına razı olacak bir vicdan ve bir hukuk anlayışı olamaz..
Ama
yüzlerce gazeteci, bilim adamı, general, amiral ne zaman biteceği belli olmayan davalar yüzünden dört yıla yakındır içerdeyken, Şike davası tutuklularını bir an önce çıkarma telaşını "Hukuka, insan haklarına ve adalete bağlamak" kamuoyunu "Aptal" yerine koymaktır.
Hukuk isteyen, adalet isteyen, insan haklarına saygı isteyen parti varsa bu ülkede, partiler varsa, bir araya gelirler, ayni hızla "Kefalet" yasası çıkarırlar. Herkese maddi gücüne göre bir kefalet tayin edilir ve Silivri de, Metris de "Mahkumlar evi" olur, "Tutuklular evi, yargısız infaz kurumu" olmaktan çıkıp..
***
CHP'lilere bir sorum var..
Siz Kemal Kılıçdaroğlu'nun, partinizi iktidara taşıyacak bir lider olduğuna hâlâ inanıyor musunuz?.