Amy Winehouse'un özel yaşamına biraz yakından bakış, onun ölümcül narkotik tuzağına nasıl düştüğünü ortaya koyar..
1998'de, daha 15 yaşında iken müzik dünyasında adını duyurmaya başlayan ve hızla ilerleyen genç kız, klip çekimlerinden birinde video asistanı Blake Fielder-Civil ile tanıştı. Blake, ilkokul terk bir Amerikalıyken Londra'ya göçmüştü. Amy ve beş yaş büyük Blake darıla barışa bir hayat sürmeye başladılar ve 2007'de evlendiler.
Evlilikleri daha da olaylı geçiyordu. İkisinin de birbirine şiddet uyguladığı haberleri, kolları yüzleri morarmış fotoğraflar, derken bir kanlar içinde bir sokak kavgası ile doğrulandı. Görünen yaşantıları öyle "Karşılıklı tahrip"e dayalıydı ki, Amy'nin en yakınları çiftin birlikte intihar etmesinden korktuklarını söylediler.
Blake, bu arada başkalarına da şiddet uyguladığı için hapse düştü. Hapisteyken, gazetelere Amy'yi önce kokain, sonra eroinle tanıştırdığını, daha sonra, kokain, eroin, ecstasy ve ketamine kokteylleri vermeye başladığını söyledi.
Amy, 2009 ocak ayında Santa Lucia'da tatil yaparken, yeni parlayan genç aktör Josh Bowman'la görüldü. "Yeniden âşığım, çok mutluyum. Artık narkotiklere ihtiyacım yok. Bütün evliliğimiz narkotikler üzerine kuruluydu. Artık temizleniyorum" dedi. Ardından avukatı, boşanma davasının açıldığını duyurdu.
Ama ayni yılın martında "Ben hâlâ Blake'i seviyorum. Onunla yaşamak istiyorum. Boşanmak istemiyorum. O benim erkek versiyonum. Birbirimize çok uygunuz. Onsuz olamam" deyiverdi. Gene de ağustosta boşandılar. Ne var ki ilişki bir türlü bitmedi. Blake, Amy'nin hayatına girip çıkmayı sürdürdü. Son zamanlarda yönetmen Reg Traviss ile görülmeye ve sevgili oldukları yazılmaya başlamıştı ki, Blake yeniden ortaya çıktı. Amy'nin hayatına son defa girdi. Bir kaç gün sonra da, Amy Winehouse evinde ölü bulundu. Medyaya göre, öldüğü gün Blake ona gene kokain, eroin, ketamine ve ectacy kokteyli sunmuş, evden çıkarken Amy "Biraz daha kokain" demişti.
***
Güney Amerikalı kokain baronlarının hedefleri, zengin gençler..
Kokain onlara neşeli, coşkulu saatler vaad ediyor. Satıcılar, gençlere kokainin alışkanlık yapmadığını, alındığında müthiş uyarıcı etkisi ile, özellikle seks âlemlerinde performansı arttırdığını, sosyal, etik, dinsel, aile yapısından gelen tüm sınırları kaldırıp, her türlü fantezinin gerçekleştirilmesini sağladığını anlatıyorlar.
Satıcılar kim?..
Bu gençlere ulaşma imkânına sahip olanlar.. Mesela pahalı lise ve üniversitelerde burslu okuyan fakir çocuklar. Sınıf arkadaşlarına özenenler, onlar gibi para sahibi olmanın kısa yoluna girdiklerini sanarak, kokain baronlarının kucağına düşüyorlar. Önce kendileri, sonra sınıf arkadaşları, kurbanlar arasına karışıyor.
Kokain alışkanlık yapmıyor ama, ilk kullanılan küçük doz, giderek işe yaramaz hale geliyor. Önce doz artıyor, sonra, başka haplarla kokteyller başlıyor. Bu kokteyle, fevkalade hızlı alışkanlık yapan eroin de eklenince, gencin narkotik baronlarından kurtulma şansı iyice azalıyor..
Sadece kendi yaşıtları ve arkadaşları değil tabii.. Bazı gece kulüpleri bu müthiş kârlı ticarete karışıyor. Tatil yörelerinde narkotik bulunan plaj kulüplerinin isimleri kulaktan kulağa dolaşıyor.. Pahalı, lüks otellerde çalışan gençler, müşteriden aldıkları bahşişin çok üstünde kazançlarla, aracılığı kabulleniyor ve gelen zenginlere kokain ve hap teklifleri yapıyorlar..
Daha aklınıza ne gelirse..
Gençler, özellikle gelir düzeyi yüksek ülkelerde hızla yayılan bu örümcek ağının içine düşüyor.
***
Şimdi, narkotikle mücadele eden uluslararası uzmanların anlattığı bu gerçekle, Amy'nin hayatını karşılaştırın.. Başarısız Blake'in, Amy'nin hayatına girişine.. Amy'nin ondan bir türlü kopamayışına bakın..
Taşlar yerli yerine oturacaktır.
***
Türk Emniyetinde dostlarım var.. Yıllardır konuşurum.. Burada da yıllardır yazarım.
Narkotik baronlarının yeni hedefleri arasında hızla gelişen Türkiye de var. "Uyarıcı ve uyuşturucuya başlama yaşı, ortaokul düzeyine indi" demişti bir müdür dostum yıllar önce.. Okulun hemen yanındaki gazete bayisinde yapılan hap satışlarının izleyen gizli kamera çekimleri, televizyon ekranlarına yansımıştı.
Narkotik polisimiz, bütün gücüyle savaşıyor. Ama polisin savaşı bu işe yetse, Amerika başarırdı. Polis işin çok küçük bir birimi.. Asıl görev ailelere düşüyor. Potansiyel hedef, tuzağa düşmeye hazır çocuklarını, yakından izlemeli, gerekirse profesyonel yardım almalılar..
Çocuğun narkotik kullanmaya başladığının işaretleri nelerdir?. Önlemler nasıl alınır?. Bunları bilmek ve zamanında müdahale etmek zorundalar.. Yoksa işten geçer.. Amy'nin anne ve babası gibi "Kızımız ölüme gidiyor" derler ve hiç bir şey yapamadan beklerler..
***
Bu arada..
"Bu onun hayatı.. Kime ne" diyen meslektaşlarım var.. Onlara soruyorum..
Bu ülkede yaşayan en az 15 milyon gencin hayatı kimin?.
Narkotik baronlarının mı?. Yoksa hepimizin mi?.
Sizin yazdıklarınızı okuyan 15 yaşındaki genç kız, kendisini uyaran annesine "Bu benim hayatım, sana ne" diye bağırırsa "Aferin" mi diyeceksiniz?.