Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

İşte kamu avukatlığı bu!..

Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, "Başbakanın özel primi olarak, basketbol milli takımına dağıltılmak üzere Basketbol Federasyonuna gönderdiğiniz 28.5 milyon liraya ne oldu" sorularımıza ısrarla yanıt vermekten kaçtı. Defalarca, Sabah, Foto Maç sütunlarında, defalarca NTV ekranlarında sorduk. Başkaları da sordu. Ama Akgül, birlikte Amerika gezileri yaptığı Turgay Demirel'in hamiliğine soyundu. Cevap yerine, beni mahkemeye verdi..
Şimdi lütfen aşağıdaki satırları okuyun.
Dikkatle okuyun.. Hatta kesip saklayın..
Bu satırlar, bana veya avukatıma değil, hakkımda dava açılması için baş vurulan İstanbul Savcılığına aittir. Savcı İsmail Onaran'a..
Oldukça uzun kararı biraz özetledim, sadece..

***
"Basının kamuoyunu bilgilendirme hakkının bazen kişileri incitebileceği onların bazen zor durumda kalmasına neden olabileceği Yüksek Yargıtay'ın kararlarıyla sabittir. Hakkında yazı yazılan ve soru yöneltilen kişi ülkemizin Gençlik ve Spor Genel Müdürü olup, bu tür sorulara, yazılara her zaman muhatap olabileceği bir gerçektir. Yazılanlar her zaman övgüyü değil, bazen de yergiyi içerebilir.
Kişiler makamı gereği bazen bu eleştirilere katlanmak zorunda kalabilir. Bu gazetecinin ifade özgürlüğünün bir parçası olup, aynı zamanda AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) tarafından da kabul edilmektedir.
Zira ülkemizin taraf olduğu AİHS'nin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) 10 maddesinde kabul edilen ifade ve basın özgürlüğü ile ilgili konularda gazetecilerin haber yapmakta özgür oldukları açıkça bir çok kararda yer almaktadır.
Basın özgürlüğünün özel olarak ele alınmasının bir başka gerekçesi ise, ulusal uygulamalarda bulunabilir. Kamu otoritelerinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği durumların mağdurları başka türden bireylerden çok daha büyük ölçekte gazetecilerdir.
Basın özgürlüğü; kamuyu ilgilendiren başka konuların tartışıldığı noktalarda da, özel bir statü içinde ele alınmıştır.
Thorgeirson davasında, davacı Thorgeirson'un yaptığı haberde, İzlanda'da polis gaddarlığının yaygın olduğu yolunda iddialarda bulunmuş, polisleri 'üniformalı canavarlar' olarak nitelemiş, 'Polislerin ve bar fedailerinin, zalim bir doğallıkla öğrendiği ve kullandığı kurt kapanı uygulaması sonucunda zihinsel yaşı yeni doğmuş bir bebeğinkine kadar geri giden kişiler' olduğundan söz etmiş ve polisin davranışı için, kabadayılık etmek, sahtekârlık, kanun dışı tutumlar, boş inançlar, cüretkârlık ve beceriksizlik gibi kelimeler kullanmış.
Hakkında açılan davada, İzlanda mahkemeleri iç hukuk düzeyinde gazeteci Thorgeirson, hakkında açılan dava sonrasında, İzlanda polis gücünün adı belirtilmemiş mensuplarına hakaret etmekten para cezasına çarptırılmış, Başvuru sonrası AİHM, davacının kendi ülkesinde polis gaddarlığı sorununu gündeme getirdiğini saptayarak ve şu sonuca ulaşılmıştır:
'Kamu yararını ilgilendiren konularda, bilgi ve fikirleri açıklamak basının görevidir.'
AİHM, mahkûmiyet kararının, kamuyu ilgilendiren konularda açık tartışmayı engelleyecek nitelikte bulunduğunu belirtmiştir.
Bu çerçevede AİHM, kamuoyunu ilgilendiren konularda, basının bilgi vermek görevini ve kamuoyunun da, bu konularda bilgi edinme hakkını korumaya özen gösterir.
AİHM, pek çok kararında, demokratik toplumlarda özgür bir basının öneminin altını çizer. AİHM'ye göre, basın demokrasinin 'bekçi köpeği' görevine sahiptir.(Örneğin, Jersild/Danimarka kararı, 23.9.1994, paragraf 35).
Bu nedenle toplanan deliller, ibraz edilen gazete örnekleri, ülkemizin taraf olduğu AİHS ve AİHM'nin ifade ve basın özgürlüğü ile ilgili yerleşik kararları göz önüne alındığında, yazılanların ifade ve basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, atılı suçların unsurları yönünden oluşmadığı anlaşılmış olmakla, söz konusu yazılarla ilgili olarak kovuşturma yapılmasına yer olmadığına.. karar verildi."
***

Bizde önceleri "Müdde-i Umumi" (Umumun İddiacısı), sonra "Savcı" olarak adlandırılan makamın adı, batı dillerinde genelde Kamu Avukatı olarak geçer.. "Kamunun haklarını koruyan, kamu adına hareket eden" anlamına..
Sayın Onaran, tam da bunu yapıyor işte.. Kamunun avukatlığını..
Basını demokrasinin bekçisi olarak adlandıran AİHM kararlarından örnekler vererek..
Biz önce Turgay Demirel'e, o ısrarla susunca halkın 28.5 milyon lirasını tahsis eden Yunus Akgül'e "Ne oldu?. Kimlere, ne zaman, ne miktarda dağıttığınız, belgelerle açıklayın" diye sorduk.
Cevap çıkmadı.
Akgül, açık seçik, beni ve soran diğerlerini susturmak amacı ile mahkmeye baş vurdu ve işte bu "Tokat" gibi cevabı, kamunun avukatından aldı.
Ne var ki Turgay Demirel ve onu hala himaye edenler hala susuyorlar..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA