PAZAR öğleden sonra, "Ne var, ne yok" diye NTV'yi açtım ve takıldım.. Görüntüde Akdamar adası ve kilisesi..
Van Gölünün ortasındaki güzellik.. Yaşamdan Dakikalar diye gitmiştik oralara..
Nasıl bir cennet Van.. İnsanları.. Nasıl pervane oluyor, etrafımızda koşuşuyorlardı, bizi en iyi ağırlamak için, gittiğimiz her yerde..
Çaldıran'a, Muradiye'ye, Bendimahi şelalelerine kadar uzanmıştık.. Van kalesini, müzelerini dolaşmıştık..
En güzeli Akdamar'dı.. Çağla ağaçlarının eğilmiş dallarından koparıp meyveler yiyerek tırmanmıştık kiliseye.. Eylem Güzel.. Araştırma görevlisi, Van Üniversitesi'nin.. Kilise üzerine bir tez hazırlıyor.. Ne güzel anlatmıştı bize, hem tarihi, hem de kiliseyi.. Üzerindeki kabartmaları..
O zaman bir müzeydi sadece..
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay kolları sıvadı.. İbadete de açıldı. Yıllar yıllar sonra, çanlar yeniden çaldı Akdamar'da.. Ayin yapıldı..
Mirgün Cabas, bizim Fem (Güçlütürk) bir de tanımadığım, (Sarper Sesli) üç motosikletli Türkiye'yi dolaşıyorlarmış meğer.. "Heryer" diye bir belgesel.. Nefis.. Bittiğinde DVD'sini alırım mutlak.. Ne kadar güzel bir düşünce.. Mirgün'ün bugüne dek yaptığı en güzel televizyonculuk.. Popo üzerine oturmak iş değil..
İşte "Gazetecilik" bu..