SEVGİLİ Abuzittin abi, Ben Utku. Hani şu yıllardır seninle zaman zaman bu sayfada yolu kesişen, dilinin ucuna geleni söyleyen, şu kendini komik sanan adam var ya, hah işte o. Kısmette sana mektup yazmak da varmış bak görüyor musun?
Şimdi diyeceksin ki "bayram değil seyran değil bu adam da nereden çıktı? Güneş nerede? Neler oluyor? Dil altı hapımı getirin" Sakin ol abi, hemen izah ediyorum.
Aslında bu mektubu sana ben değil tabii ki gene Güneş abi yazacaktı. Yazmıştı da hatta. Ancak sağolsun seçim yasaklarını unutup mektubunda hassas bölgelerde dolanmış durmuş. Ee tabii bu durumda mektubun yayını da bir başka bahara kalmış.
Peki ben bunu nereden biliyorum? Zaman zaman haddimi aştığım olur ama çok şükür henüz başkasının mektuplarını okumuyorum. Durumu tabii ki Hıncal Abi'den telefonda öğrendim. "Hemen" dedi "al eline kalemi kâğıdı, Abuzittin abine bu hafta mektubu sen yazıyorsun. Adam mektupsuz kalmasın." Ee emir bu demiri keser tabii. Yani anlayacağın bu hafta mektubun benden. Hani Güneş girmeyen mektup zarfına Utku girer misali.
Nasılsın abicim? Beni sual edersen cevap D şıkkı. Yani Drogba. Drogba hani şu Galatasaray'a transferi yılan hikâyesine dönen dünyaca ünlü siyahi golcü var ya.
Aklım fikrim Drogba'dan gelecek tamamdır haberine kitlenmiş vaziyette abicim, bildiğin gibi değil. Her kapıya ben bakıyorum, her telefonu ben açıyorum. İçim pır pır.
Sadece ben de değilim bu durumda olan. Ne kadar Galatasaraylı varsa, hatta rakip takım taraftarları da dahil herkes işi gücü bıraktı adamı bekliyoruz. Hep beraber Drogba ile yatıp Drogba ile kalkıyoruz. Yakında bi kaçımızın zenci çocukları olmazsa iyidir.
Ee ama normal be abi. Geçen sene öyle bi sezon geçirdik ki bildiğin korku filmi gibi. Stat kantincisinden bile golcü yapmaya kalkacaktık neredeyse. Bunları görmüş bünye Drogba ile şoke olmaz mı, olduk tabii. Düşünsene gecekondudasın biri diyo ki gel sen benim Bebek'teki yalıya yerleş.
Spor kanallarından başka kanal izlemiyor millet. Sabahlara kadar hayırlı haber için nöbetteyiz ekran başında. Karşılamayı kaçırmamak için şimdiden havaalanında çadır kuran bi arkadaşım var sana daha ne diyim?!
Sanal âlemde yalan haber de kıyamet tabii. "Abi ben gözümle gördüm Drogba'nın menajeri Akbil alıyordu Drogba için" diyen mi istersin, " benim hâlâ oğlu Londra'da Türkçe dersi veriyo, Drogba 2 aylığına kapatmış çocuğu, mişli zamana geçmişler bile" diye coşan mı?
Basına bakarsan Drogba işi tamam. Tek sorun kulübü Chelsea ile daha 1 yıl sözleşmesi olması. Hani kulübün başkanı Abramovich bi "he!" dese Drogba Yeşilköy'de omuzlarda. Hangi gazeteyi açıp okusan durum bu.
Bi şeyi 40 kere söylersen olurmuş derler, bu hesaba göre Drogba'nın Galatasaray'da 3. sezonunu doldurmuş olması gerekiyordu. O kadar andık ki şu sıralar çocuğun adını, kendisi şu an aşırı kulak çınlaması şikayeti ile Londra'da bi klinikte yoğun bakımda bile olabilir.
Hani olur da bu transfer bi yatarsa cümle acem mülkünü serseler önümüze teselli diye, inan boş. Basket maçında bile taraftar Drogba diye inletiyor ortalığı abi ne diyim sana daha. Bilmeyen biri de sanacak ki NBA starı falan bu Drogba. Yani abicim durum çığırından çıkmak üzere anlayacağın.
Geçen sene küme düşmenin eşiğinden döndük, dayandık. Millet "İddaa'nın şifresi çözüldü, Galatasaray maçında karşı takıma galibiyet oynuyorsun. Hepsi bu, hahaha!!" diye kafa buldu sustuk, dişimizi sıktık. Ama bu Drogba'sızlık hepsinden betermiş be abi.
Şu saatten sonra Galatasaray yönetimi ne yapacak edecek bu adamı getirecek. Yoksa gelecek sezon Galatasaray taraftarları topluca Chelsea formalarıyla Londra yollarındayız, Drogba nerde biz oradayız.
Neyse abicim, senin de başını şişirdim. Toplumun hazır olduğu yerlerinden öpüyorum Abuzittin abicim. Kardeşin Utku