Hemen bütün İslam âlemi kaynarken, biz Türkiye ne mutlu ki, bir kez daha oylarımızı özgürce kullanacağımız bir seçime gidiyoruz..
Tabii eksikler var, yanlışlar var, kusurlar var.. Ama adım adım düzeleceğine inancımız da var.. Çünkü sandık orda ve insanlar o sandığa oylarını özgür iradeleriyle atıyorlar, yıllardır..
İşte seçim kampanyaları.. Her parti, her aday canının istediğini söylüyor ve yapıyor..
Bir Tahrir Meydanı'nı düşünün, güya en ileri İslam ülkesi Mısır'da dün.. Bir de Taksim Meydanı'nı, 1 Mayıs'ta..
Şimdi böylesine mutluluk ve keyif içinde seçime giden bir ülkede, hem iktidarın, hem de tüm tahmin ve anketlere göre, üst üste üçüncü kez seçimlerden galip çıkacağı bilinen bir lider, bu ülkenin en karanlık günlerine çağrışım yapan ifadelerle "Biz kefen giyip yola çıktık" der mi?.
Başbakan böyle derse, ben vatandaş Hıncal, artık ülkeme ve demokrasiye güvenerek, her gece başımı yastığa umutla ve huzurla koyabilir miyim?.
Başbakan'ın hem de şiddetle çok ama çok iyi danışmanlara ihtiyacı var. Bunu her defasında söyleyeceğim.
Bir demokratik seçim kampanyasında "Kefen" lafı etmenin âlemi var mı?.
Bir başbakan vatandaşına "Türkiye bilmediğimiz bir yere gidiyor da, haberimiz mi yok" dedirtir mi?.
Başbakanı'nın yola kefenle çıktığı bir ülkede, ben yarına nasıl umutla bakabilirim?.