BU plaka belediye otobüsüne ait. Plaka da değil. Belediyeye kayıt numarası.. Çünkü bu otobüslerin plakası yok. Plaka alma hakları yok.. Yıllardır plakasız dolaşıyorlar. Efendim, kitapta yazılı olandan 15 santim yüksek oldukları için Trafik Polisi plaka ve ruhsat vermiyor yıllardır. Belediye de bunca otobüsü ne yapsın.. Kaçak çalıştırıyor.. Onlarca otobüs böyle.. Polis de göz yumuyor.. Bunca belediye, bunca iktidar değişti. Herkes görmezden geliyor.. Vatandaş plakasız, ruhsatsız dolaşsa, canına okurlar.. Belediye tonla otobüs ve yıllarca kurallara kafa tutuyor bir şey yok..
Tabii altındaki otobüs kural tanımaz olunca, şöför de havaya giriyor olmalı..
Beşiktaş'tan Ortaköy'e gidiyoruz. Bu cadde üç şerittir. Üç otobüs durakta sıralanmış, tren gibi.. Ercan orta şeride geçti, boş.. Solda gidiyoruz. Tam ortadaki otobüsün yanına geldik. Şöför bizi göre göre önündeki otobüsü sollamaya kalktı. Bizim üstümüze kırdı aniden.. Ercan hızla sola, geliş şeridine kaçtı. Allahtan gelen yok.. Olsa ya onunla kafa kafaya gireceğiz. Ya otobüs bizi ezecek.. İETT Basın Danışmanı Ömer Faruk Birpınar'dan bir not almıştım. Otobüs şöförleri, Kültür Üniversitesinde stres kontrolü, öfke yönetimi ve halkla ilişkiler konularında 3 yıllık eğitime tabi tutuluyorlarmış..
Geçenlerde Taksim- Sarıyer otobüsünde yan yana oturan üniversiteli gençlere "Burası birleşme evi değil" diye saldıran da, bu dersleri alanlardan..
Sevgili Ömer Faruk, iyi ki bu dersler alınıyormuş. Ya maazallah bir de alınmasa, kim bilir daha neler gelirdi başımıza..