Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Vefa'da da, Vefa kalmamış mı?..

Vefa artık bir semt adı bile değil, burayı unuttunuz" dedi, nerdeyse bomboş yolda rastladığımız bir eski dost.. Tanımıyorum.. Ama konuşmasından anladığım emekli bir gazeteci.. Vefa'nın ara sokaklarından birinde çıktı karşıma..
Orda ne işimiz var?..
"Hadi tiyatro yapalım" dedim Ünal'a.. Sezon mayıs başında bitiyor.. Kaç gece kaldı ki, tiyatro için.. Karıştırdık. Reşat Nuri Salonu'nda Dullar diye bir oyunu var, Şehir Tiyatroları'nın..
Atladık arabaya Ortaköy'den.. Dolmabahçe tünelini kullanınca yol birden hızlandı. "Bir saat sürer" derken, yarım saatte geldik. O saatte içeri kapanmanın alemi yok.. Dışarda, görünürde bakacak bir vitrin bile yok.. Ünal "Ağbi, şuralarda bir yerlerde Vefa Bozacısı olacak" dedi..
Bozayı severim.. Vefa Bozasını yerinde içeli 20 yıl falan oldu. Unutmuş gitmişim. Tiyatro'nun giriş kapısının önündeki sokakta yürümeye başladık.. Bir tinerci çıktı karşımıza.. Atladık.. 20 metre sonra, sitemcimize rastladık..
Unuttuğumuz Vefa, semt mi, Vefa spor kulübü mü, boza mı, pek çıkaramadım ya..
Sokakta hayat yok.. Bir apartman, terkedilmiş. Camları kırık.. Bir dükkan, kepenkleri inik.. Sonuna doğru yukardan aşağı bir koca tabela.. "Tarihi Vefa Bozacısı.. 1872." Ama bozacı o sokakta değil. Köşeyi dönünce.. Daldık.. Loş ve sessiz bir dükkan.. Üzerinde dolu boza bardakları sıralı bir tezgah.. Giren bardağını kendisi alıyor.. Salonun ortası boş.. Kenarda, eski usul tahta masalar ve sandalyeler var.. Bozasını tezgahtan alan isterse o masalardan birine oturuyor, isterse bizim gibi ayakta..
Biz bardakları aldık.. Bir de şişe yaptırdım, ustaya eve götürmek için.. O sırada civarda bir dershane falan olmalı.. Cıvıl cıvıl lise kızları girdi içeri..
Çıkarken karşı çaprazda "Vefa Spor Kulübü" diye ışıklı levhayı gördüm..
Hey gidi Vefa hey..
İlk seyrettiğim İstanbul kulübüydü bilir misiniz?. Ben Bandırma'da ilkokul okurken, maça gelmişlerdi. Dostluk maçı..
Babam, ağbimle bana "Gidin" demişti.. "Bir Kör Galip vardır bu Vefa'da.. Topu bir diker, beş minare boyu.. O zamanlar topu dikmek futbol ölçüsüymüş demek.. Daha sonra da Tahta Bacak İsmet'i tanımıştım.
Yani Vefa ilk göz ağrımdır.. Sordum.. Amatör lige düşmüşler.. Şimdi biraz ilgilenen çıkmış da, bu yeni modern lokali yapıp, semt gençlerini toparlamaya başlamışlar.. Hedef profesyonel liglere dönmek..
Turumuzu uzatamadık. Tiyatro saati yaklaşmış.. Döndük..
Reşat Nuri Sahnesine en son beş yıl önce gelmiştim. Girerken baktım, kapıda kuyruk.. Ne güzel.. İçerisi de dolu.. Ve de çoğunluk kadınlar.. Çoğu, kıyafetlerinden belli, semt kadınları.. Daha da güzel..
Reşat Nuri, kulisi ve salonuyla güzel bir sahne.. Ama Kadir Topbaş'a bir sitemim var.. Biraz ihmal edilmiş.. Bakımsız.. Yenileri yaparken eskileri unutmuş sanki belediye.. Seneye tepeden tırnağa elden geçip, sezonu öyle açmalı..
Dullar, Fıtzgerald Kusz'un tek perdelik bir nesi?..
"Oyunu" demek zor. Öyle dramatik bir yapısı yok.. Bir şey anlatmıyor. Kendisi "Dramedy" demiş, "Dram ve komedi"den türeme sözcük.. Beş dul kadın var sahnede.. Birbiri ardına dizilmiş sahneler ve anekdotlarla "Dulluk" üzerinden önce kadınlarla, sonra erkeklerle şakalaşıyor Kusz..
Doktorun bekleme odasında, noterde, tramvayda, mezarlıkta, restronda, aklınıza gelen her yerde, tek ortak özellikleri "Dulluk" olan kadınlar arasında geçen sahneler.. Beş kişilik stand up gibi..
Seyirci bol bol gülüyor.. Hadi gülmeyin..
"Dul kadının ikinci kocası olmak, ilk kocası olmaktan iyidir.."
"Dul, kocasının nerede olduğunu her zaman bilen kadındır."
"Kocası pencereden atlamak isteyen kadın ne yapar?. Eline çöpleri verir.."
Daha bir yığın..
Biz de çok güldük..
Ama bakın.. Oyunculuk da çok ama çok iyi..
Yığınla tip canlandıran Güzin Özyağcılar, Hale Akınlı, Süeda Çil, Neslihan Öztürk ve Hülya Karakaş oyun sonunda dakikalarca ayakta alkışlandı.
Ben Hülya'yı iki kere alkışladım. Artvin'de doğup Halkevleri'nde (Ah.. Gene Halkevleri..) tiyatroya başlayan, Ordu Belediye Tiyatrosu'nda profesyonel olduktan sonra İstanbul yollarına düşen ve sonunda Şehir Tiyatroları'nda bu işleri başaran bir örnek kadın.. Bir tiyatro idealisti.. Hayatı "Başarı" romanı..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA