Efendim, Keçi gribi, mribi nerdeyse beş haftadır yıkılıyoruz da toparlanır gibi olduk sonunda, Sağlık Bakanlığı'na inat.. Ve de yollara düşüyor, Abbas..
Devlet Opera ve Balesi, Meriç Sümen'in, bu ülkenin yetiştirdiği en büyük bale sanatçısının 50. Yılını kutluyor..
Baleye gözümüzü Meriç'le açtık..
Madam Ninette de Valois'nın kurduğu Türk balesinin harikalar yaratan yıldızı, Moskova Bolşoy'un tarihteki ilk konuk baş dansçısı olmayı başardı.
Her oyununu bir kaç izledim. En son da, iki yıl evvel, Ankara Balesi bir jest yaptı ona.. Kuğu Gölü'nde, hayatının en unutulmaz performansını verdiği balede, Kraliçe rolüyle jübile yaptılar Meriç'e..
İstanbul Opera ve Balesi Genel Sanat Yönetmeniyken emekli oldu. Yeni Meriçler yetiştirmek için minik bir stüdyo kurdu İstanbul'da..
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da geldi, kurdelayı kesti.. "Hıncal 12 yaşında bir kız var" diye anlattı o gün heyecanla.. "İnan benden iyi olacak.
Bildiğim her şeyi ona öğreteceğim.."
Öğretemedi..
Meriç Sümen'in yeni Meriçler yetiştirmek için kurduğu stüdyoyu Milli Eğitim Bakanlığı kapattı..
Bürokrasi hazretleri..
Efendim kurallar varmış..
Hani her birinin üzerinde bir harf olup da yan yana gelince "Yangın" olan kırmızı kum dolu tenekeler.. Üzerlerinde X harfi şeklinde asılmış mızraklar.. Kapıdan girişte Onuncu Yıl Nutku, yok bilmem kaç sınıf, bilmem kaç öğretmen, odacı, hademe, falan, filan, fişmekan..
O kadroyu nasıl kursun, o kadar maaşı, vergiyi, sigortayı nasıl ödesin, üç tane üst yetenekli çocuğu dünya starı yapmak için kolları sıvamış bir usta..
Kurdelayı kesen Kültür Bakanı dostumu aradım hemen..
"Sayın Bakan, Fazıl Say piyano, Doğan Canku gitar dersi verse bana, kimsenin haberi olmaz.
Çünkü mekan gerekmez. Ya ben ona giderim, ya o bana gelir biter iş.. Ama bale evde olmaz. Bir stüdyo gerekir.. Meriç'in günahı bu mu" dedim..
Günay "Haklısın" dedi.. "Milli Eğitim Bakanı ile konuşurum. Herhalde çözeriz, çünkü haksızlık" dedi.
Konuşmuş gerçekten. Milli Eğitim Bakanı da aradı. "Çözeceğiz" dedi..
Bitti. Tek adım atılmadı. Meriç de "Lanet olsun" dedi, eleğini astı..
O Meriç'ten yetenekli genç kız, şimdi kim bilir hangi "Yasal" dershanede a,b,c,d,e ezberlemekle meşguldür.
Çünkü Milli Eğitim bu ülkede her mahallede milyarder yaratan dershane sistemine çanak tutmaktır.
Milli Eğitim, lise eğitimini on para etmez hale getirmektir. Milli Eğitim, gençlere gençliklerini yaşamayı unutturan dershane ezberciliğini, kendi eğitiminin önüne koymaktır.
Milli Eğitim, o iğrenç sınav sistemi içinde bilincini kaybedecek, bunalacak, kahrolacak, hatta intihar edecek ezberci kuşaklar yetiştirmektir.
Yeni Meriçler kimin umurunda..
Lafı nerden nereye getirdik..
Neyse.. İşte o Meriç Sümen için Devlet Opera ve Balesi bir 50. Yıl gecesi hazırladı ve ben orada olacağım.. Bu yüzden Fikret Ağabey'in Antalya'da düzenlediği "Dostlar" gecesine de katılamıyorum.
Çakıştı.. Ama Fikret Ağbime özel giderim. Meriç'in 50. Yılı bir daha olmaz..
Bir Meriç, bir daha olur mu?.
Ümitler var.. Bu 50. Yıl Anma Gecesi onlara da teşvik.. "Biz de Meriç olursak, olabilirsek.." diyecekler en azından..
Ankara'da olduğum için cumartesi dükkan kapalı.. Pazar günü için de Güneş'in Abuzittin'e Mektubu yanında, çok ama çok hoş bir sürpriz hazırladım size..