Bana en çok sorulan sorulardan biridir, "Niye daha sık siyaset yazmıyorsun" diye..
Niye yazayım ki..
Bir defa, siyaseti sevmedim hiç.. Konuşmayı da, yazmayı da..
Bulunduğum yerde bir siyasi tartışma başladı mı, konuyu değiştirmeyi denerim. Olmadı, usul usul kaçar giderim.
İkincisi. Siyaset için yazılan yazı, çöpe atılan kâğıttır. İmam bildiğini okur bu ülkede, kim ne yazarsa yazsın..
Şimdi desem ki, "Yahu günlerdir, İtalya, Yunanistan, İspanya manzaralarını görüyorsunuz ekranlarda.. En büyük şehirleri yanıyor.. Arabalar, dükkânlar, caddeler, sokaklar alev içinde.. Yüzlerle yaralı.. Bir o kadar tutuklu..
Böyle şeyler bir de saridir. 68'i hatırlayın. Dünyayı sarsan günler, Paris'te Sorbon öğrencilerinin basit bir protestosu ile başladı. Gerisi zincirleme..
Yapmayın etmeyin.. Üç yumurta yüzünden patlamaya hazır dinamit gibi gezen öğrencileri tahrik etmeyin. Milleti, zaten din diye, etnik diye, sağ, sol diye, bilmem ne diye bölünmüş milleti, daha fazla germeyin..
Salı günleri tüm ekranlarda naklen yayınlanan karşılıklı sövmeler, ipi iyice germeler biter mi?.
Karşılarına tamamı kendi şakşakçıları milletvekillerini alıp, onlar şakladıkça daha da gaza gelen, televizyonların naklen yayınladığını bildikleri için daha da coşanlar "Yahu bugünlerde millet aklı selim sahibi, soğukkanlı, hoş görülü, kucaklayan, barış kovalayan bir lider arıyor. Ötekiler sövse de, sen onlara uyma" desek dinleyen çıkar mı?. Umudunuz var mı?.
Siz herhangi bir siyasiye, herhangi bir şeyin öğretilebildiğine şahit oldunuz mu bu ülkede?.
O zaman niye hem kendimin, hem okuyanın vaktini ziyan edeyim?.
Bazen, sabır taşı çatlıyor. İşe yaramayacağını bilsem de, ruh doktoruna içini döker gibi yazıyor, içimi döküyor, kendimi rahatlatıyorum. O işe yarıyor sadece..
Şimdi, CHP Kurultay yapacak. Günlerdir Türkiye bununla meşgul..
Benim umurumda değil, kimin, nasıl, kimlerle kazanacağı.. Çünkü kendi içinde demokrasiyi gerçekleştirmeyi başaramayan bir partinin, yarın seçimi kazansa bile bu ülkenin gelişimine nasıl yararlı olacağını düşünemiyorum.
Bugün bu ülkede AKP iktidarda.. Ama aslında iktidarda olanın parti değil, lider olduğunu hepimiz biliyoruz. Tüm milletvekillerini, hatta tüm yerel yöneticileri teker teker seçen o.. Anayasa değişikliklerine bile o karar veriyor.
Ben bu düzene karşıyım. Çünkü demokratik olmadığına inanıyorum.
O zaman oyumu kime vereceğim..
Muhaliflerden birine..
Oyumu ziyan etmeyecek, barajı aşabilecek, iktidara gelebilecek birine ki, kazanırsa, gereken yasal değişiklikler yapılsın.
Anayasa ve siyasal parti yasaları değişsin.
Yüzde 10 baraj düşsün, hatta kalksın.
Milletvekili adayları, Ankara'dan değil, ön seçimlerle yerinden belirlensin.
Kim en güçlü muhalefet partisi.. CHP..
Peki orda durum AKP'den farklı mı?.
CHP hatta Deniz Baykal'ın kendisi için hazırladığı son tüzüğüyle, AKP'den daha sert bir lider sultası partisi değil mi?.
O zaman CHP'de kimin kazandığı niye önemli?.. Hatta CHP'nin seçimi kazanması neyi değiştirecek söyler misiniz?.
Bunlar gidecek, onlar gelecek. Ben ayni kalacağım..
O zaman..
Bana ne?..