Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

İyi şöför olmak?..

MUHABERE Okulun'da yaptım askerliğimi.. Eğitim bölük komutanıydım 1.5 yıl, vekaleten de olsa.. Anadolu'nun dört bir yanından gençler gelirdi ayda bir.. Çoğu ürkek, endişeli.. Durmayı bile bilmeyenler vardı içlerinde.. 29 günde çakı gibi asker yapardık onları..
Bir de "Ali Okulu" dediğimiz kısım vardı. Okuma yazma bilmeyenler "Ali bana top at" eğitimiyle ilk bilgileri aldıkları için adı öyleydi, asker arasında..
Bu Ali Okulu'na gidenler temel eğitim sonunda teknik çavuş kursuna, ya da kıtaların muhabereci ihtiyaçlarına dağıtılmaz, Ulaştırma Bölüğüne yollanırlardı. "Hiç değilse araba kullanmayı öğrensinler de, terhislerinde iş sahibi olmaları kolaylaşsın" diye.. Bir ayda o dev askeri reoları, CMS'leri kullanacak hale gelirlerdi.
Niye yazdım bunu..
Okuma yazma bilmeyen bile iki ayda şöförlüğü öğrenebilir. O kadar kolay, o kadar basittir direksiyon, vites, fren, debriyaj öğrenmek..
Yani.. Kimse "Ben iyi direksiyon sallıyorum" diye kendini iyi şöför sanmasın..
"Ben 160 kilometre hızla giderken önümdeki arabayı yarım metreden takip ederim.. Ben 220 giden iki arabanın arasından, ikisinin de tozunu alarak geçerim" demeyi marifet sanmayın.. İyi şöförlüğün direksiyonu, gazı iyi kullanmakla alakası yok.. Olsa bu kadar kaza, bu kadar ölüm olmazdı. O kazaları yapanlar, özel seçilip gönderilmiyor dünyaya, kaza yapsınlar diye.. Ya da onlar sabah evlerinden "Bu sabah bir kaza yapayım" diye çıkmıyorlar.. Onlar "Ben iyi şöförüm" diye kendilerine güvenen ve bu yüzden her türlü çılgınlığa cesaret edenler.. Başarıyorlar da.. Ama bir gün işler yolunda gitmezse, altı ölü var.. Beşi günahsız..
İyi şöförün çok basit bir tarifi var bende.. Arabasının kaderini kendi elinde tutan, bir başkasına bırakmayan adam..
Hele tonla çılgının, sarhoşun, alkoliğin, ehliyetsizin, devlet korkusu olmadığı için hiç bir kural tanımadan "En el hak" diyenlerin direksiyon salladığı ülkemizde çok önemli bu tarif.
Arabanın kaderini, ne olduğunu bilmediğin, bilmene imkan olmayan birine bırakmayacaksın.
İzahı mı?. Çok basit..
İki arabadan birinin hız kesmesi, durması gereken bir durumda bu işi ilk yapan sizseniz iyi şöförsünüz demektir.. (Anladın mı Ercan?. Benim 15 yıllık şöförüm, anladın mı?. Sanmam.. 15 yıldır Ercan'a anlatamadığımı size niye anlatmaya çalışıyorum peki?.. Bir, tek bir kişi anlarsa kârdır da ondan..)
Şimdi diyelim kavşakta yan yana duruyorsunuz. Karşıda yol tek şeride iniyor. Işık yanınca birinizin yavaş olması, ötekine yol vermesi gerek. Yoksa çarpışma kaçınılmaz.. "Yol benim, hak benim" diye gaza basıyorsanız eğer, sizden kötü şöför yok. Çünkü kazayı önlemeyi o hiç bilmediğiniz, belki içkili, belki dalgın, belki ehliyetsiz, belki çaldığı araba ile kaçmaya çalışan birisine bıraktınız demektir gaza bastığınız anda. Arabanızın, içindekilerin ve kendinizin kaderini başkasına teslim ettiniz..
O zaman nasıl iyi şöför olursunuz?. O da gaza bastığında karşıdaki tek şeride iki araba uçarken, Michael Schumcher manevrası ile kazayı dahiyane şekilde önlediğiniz için mi?. Bugün önlediniz, ya yarın önleyemezseniz?.. Altı ölü var..
Bu kadar, işte bu kadar basit, bu bayram gününde dönüş için direksiyona oturanlar..
İki arabadan biri durmak, ya da hız kesme durumundayken, "Hak, yol, kural" demeden, bunu hemen, bunu ilk, bunu anında yapan siz oluyorsanız, mükemmel şöförsünüzdür..
O da mükemmel şöförse, o da durursa eğer, ne mutlu size.. Gülümseyin o zaman. Elinizle önce selam verin, sonra "Siz buyrun" işareti yapın.. Gözlerindeki mutluluk ışığını görün. Siz de mutlu olun.. Gününüz mutlu geçsin..
Hayırlı bayram dönüşleri!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA