Galiba yaşlandığımı kabul etmem gerek.. Televizyonda bir dizi yakaladı beni.. Hem bu defa hasta falan da değilim.. Yani evde kalma mecburiyeti içinde ekran tuzağına düşmedim..
Geçen haftanın başında bir gece yatağa girdim ki uykum yok. Canım okumak da istemiyor.. Baş ucumda duran kitaplara bakmadım bile..
Onların üzerindeki DigiTurk kumandasını aldım elime..
En baştan başladım. 1 numarada genel tanıtım kanalı var. İki de takıldım.. Bir üniversite sınıfı.. Sıralarda çok da güzel kızlar var.. Bu okul filmlerini severim ya.. Kaldım.. Meğer film değil, diziymiş. Comedy Max kanalında..
O gece seyrettim. Sonra ertesi gece, daha ertesi gece..
Dizi benim uyku ilacım oldu..
Niye?..
Bir defa onbir buçukta, yani benim normal yatma saatimde başlıyor ve 30 dakika sürüyor. Hepsi o.. Bizimkiler gibi saatler, saatler değil.. İkincisi hiç reklam arası yok. Başlıyor.. Hop.. Hap gibi.. Bitti..
Kapa, uyu..
İkincisi.. Hikâye hafif..
Hoca Los Angeles'ta.. Eşi New York'ta.. Adam eşini ve lise çağındaki kızlarını çok seviyor. Deli gibi seviyor.. Ama başka kadınları da fena halde seviyor.. Hani son zamanlarda ülkemizde ihanet, aldatma tartışmaları var ya.. Sanki o tartışmalara katılmak için çekilmiş bir dizi..
Pardon adı, Californication..
California ve Fornication sözcüklerinden türetmiş, argocular. Kaliforniya bildiğiniz.
Fornication da zina demek..
Üçüncüsü.. Komedi.. Tam yatmadan öncesi için..
Dördüncüsü.. Kızlar güzel..
Beşincisi, çekimler hafif erotik.. Ama bu erotizm vur kaç.. Dizi aslında romantik.. Sevgi, sevginin her türü üzerine..
Yani Hıncal ısmarlasa Hollywood'a bir
"Uyku zamanı" dizisi, bu kadar olur ancak!..
Geçen gece iki sahnede takıldım..
Birincisi.. Kadın, evine erkeği davet etmiş.
Kafasınca âlem yapacak. Masanın üzerine beyazı, yani kokaini şerit halinde dizdi. Eline de ince bir boru aldı. Başladı o çizgileri burnuna çekmeye.. Aynen görüyoruz..
Karşısında oturan erkeğin dudağında sigara var, ama onu görmüyoruz. Görüntü buzlanmış. Buzun üzerinden fosur fosur duman çıkıyor..
Yani ne diyeyim bilmem ki!..
Dostlar alışverişte görsün diye iş yaparsan, böyle yapar, böyle komik olursun!.. Anlayanlara..
Öteki sahne iz bırakan cinsten.. Hele de bana.. Geçmişte bu konuyu kaç kez yazdım..
Baba, kızını annesine, New York'a uğurlamak üzere Los Angeles havaalanına getiriyor.. Asi genç tipi, kızın babası ile arası açık. Adam kızı, güvenlik önünde bırakıyor ve gözden kaybolmasını beklerken mırıldanıyor..
"Geri dön.. Geri dön bak.. Bak ki, sevdiğini anlayayım.."
Asık suratlı kız, sert sert yürüyor koridorda ve tam gözden kaybolurken geri dönüp bakıyor babasına..
Arkadan bakmak.. Geri dönüp bakmak.. Sevginin sessiz dili bunlar..
Beni ziyaret eden arkadaşlarıma, benim için özel olanlara, uğurlarken gözden kayboluncaya kadar arkalarından baktım hep, yıllardan beri.. Gözden kaybolmadan önce kimlerin geri dönüp bana baktığını da hiç unutmadım..
Bakmak bir mesajdır..
Bakmamak da..