Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Sayın Başbakan, bir telefon lütfen!.

Sayın Başbakan, Aman yanlış anlamayın.. Bana değil.. Beni bir kez aradınız. Söylediklerinizi yazmadığım halde Türkiye o gün, bugün onu konuşuyor. Haberler, manşetler, köşe yazıları.. Karikatürlere kadar girdik.
İstediğim İstanbul Anakent Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı aramanız.
Ona lütfen deyin ki, "İstanbul halkına işkence etmeyi bırak. Günde 200 lira kazanmak için, Lütfi Kırdar, Muhsin Ertuğrul ve CRR Salonlarına giden çıkmaz yolun iki tarafına, günde 200 lira kazanmak için kurduğun İspark/ Otoparkı iptal et."
Şimdi çok haklı olarak "Yahu Hıncal Efendi.. Bir yolun kenarında ki otopark için başbakan aranır mı" diyeceksiniz.. Ben de çok haklı olarak yanıt vereceğim..
Sizi aramamın sebepleri var..
Bir.. Bugüne dek bu utanç yolunun düzeltilmesi için elimden geleni yaptım.
Buradaki rezilliği yazdım.
İstanbul'un üç salonu burda. Ayni gece üçünde de program oluyor ve kıyamet kopuyor. Çünkü, burası yeni düzenleme ile çıkmaz sokak haline geldi.
Yani girenler ayni yoldan dönmek zorunda.
Yani yol mecburen iki yönlü..
Böyle olunca, yolun sonuna bir dönüş kavisi gerek ki, trafik devamlı aksın, iki yanda parka izin verilmesin ki, inen ve binenler yüzünden yol tıkanmasın. Park yüzünden tek şeride inen yerlerde kilitler oluşmasın..
Yani arkaya uzamaya sebep olan beklemeler kalksın, trafik akışı kesilmesin.
Oysa İstanbul Belediyesi, burayı kendi kuruluşu İspark'a tahsis etmiş, levhalar asmış. İki yanlı otoparka konan araba sayısı beşerden on.. Günlük ücret 20 lira.. 200 lira için, hem de Belediyenin kendisi, İstanbul trafiğinin içine tükürürse, trafik cinayeti işlerse, ben yarın zorba değnekçileri, mafya tipli valeleri nasıl eleştiririm?.
Burası kilitlenince uzayan kuyruklar Mecidiyeköy'e kadar dayanıyor. İstanbul yakasının 1 nolu ana arteri felç oluyor.
Üstelik CRR'nin altında bu büyük kentin en merkezi itfaiyesi var. Beyoğlu, Şişli civarında yangın oldu mu, burdan yetişeceksiniz. Trafiği kilit yerden itfaiye nasıl çıkar, dedim.
Yazarken sandım ki..
Ana Kent Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın haberi yok. Okuyacak.. Hemen emir verecek. O otopark o gün iptal edilecek. Civardaki kafe ve restoranlara hizmet veren vale ve değnekçilerin de oraya araba parkı kesinlikle yasaklanacak..
Ne kadar safım değil mi?.
Hiçbir şey olmadı..
Yeniden yazdım Sayın Başbakan.. "Bu kentin sahibi yok mu" diye çığlık başlığı atarak..
Doğrudan hedefe yolladım yazımı..
İstanbul'un yasal iki sahibi var. Biri atanmış.. Vali.. Öteki, seçilmiş Belediye Başkanı.. Onlara yazdım, alenen.
Gene hiçbir şey olmadı..
Bu defa "Bu kentin sahibi yok" diye bir daha yazdım.
İlk defa ses geldi. İstanbul Emniyet Müdürü aradı. Konuştuk. Ertesi gün İstanbul Emniyet Müdürü, Trafikten Sorumlu Yardımcısı ve İstanbul Trafik Müdürü ile buluştuk. Birlikte o utanç yoluna gittik. İki müdürün de aklı durdu. "Bu cinayete nasıl izin verilir" dediler.
Ayrıldık. Günler geçti. Hiçbir şey olmadı..
Bir daha yazdım. Bu defa Belediye nihayet farkına vardı. Ana Kent Belediye Başkanı Ulaşım Danışmanı, Prof. Mustafa Ilıcalı aradı. Buluştuk. Utanç yoluna götürdüm.. Gösterdim "İnanılmaz" dedi.. "Buna nasıl izin verilir.."
Ayrıldık.. Aradan günler, haftalar geçti gene, Sayın Başbakan.. Dün gece (Çarşamba yani), Fazıl Say Konseri için CRR'ye gitmek için yola düştüm ki, o Utanç Yolu gene kilit..
Hiç ama hiçbir şey yapılmamış. İki yanlı otopark yolu iki araba yan yana geçemez kadar darlaştırıyor. Trafik felç, kilit.. Yolun sonunda dönüş yayı yapılmamış. İki şeritli daracık yol sonunda arabalar ileri geri manevralarla U dönüşü yapmaya çalışırken, arkaya yığılan arabalar, kilidi iyice açılmaz ve çözülmez yapıyorlar. Ve de civarda tek trafik polisi, ekibi yok. Bir iki Belediye zabıtası CRR önünde yolcu indiren arabalara yardımcı olmaya çalışıyor o kadar..
Bu kentin 70 milletvekili var.. Güya.. Hiç birinin umurunda değil İstanbul.
70 milletvekili Meclis'in sekizde biri. Vergiye bakarsanız, İstanbul ülkenin yarısı.. Nüfusa bakarsanız, Avrupa'nın en büyük on devletinden biri kadar.. Ama İstanbul'un sahibi yok.
Bu kadarcık şeyi düzeltmeyi kimse istemiyor.. Beceremiyor değil, umursamıyor. Kendileri eskort arabalarıyla gezenler, halkın başına gelenlere aldırmıyorlar.
Siz beni yerimde olsanız, artık, kime baş vururdunuz Sayın Başbakan..
Hele bu ülkede Anayasa dahil, hemen her şeyin sizin ağzınızdan çıkan iki cümle ile şekillendiğini bilen bir gazeteci olarak?.
Üç.. Karayolları Trafik Kanunu'na göre, Başbakan, yılda iki defa toplanması gereken Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu Başkanıdır. Bugüne dek bu kurulu kaç kez topladınız bilmiyorum, ama yasa sizi, ülke trafiğinin asli sorumlularının başına yerleştiriyor.
Dört.. Siz Türk siyasetine İstanbul Belediye Başkanı olarak girdiniz. Buradaki başarılarınız, size başbakanlığa giden yolu açtı.
Yani, Nasrettin Hoca'nın deyimi ile "Damdan düşen" siniz. Ne dediğimi çok iyi anlayacak tecrübeniz var. Anlattığım yeri en iyi bilen kişisiniz.
Yani.. Eğer şimdi, hemen İstanbul Anakent Belediye Başkanını ararsanız, o utanç yolu bugün akşama kadar düzelir. İspark kaldırılır.
Orada görev yapmaya başlayacak trafik ekipleri de kaçak park etmeyi önlerler. Ana kent, yolun sonuna U dönüşünü manevrasız yaptıracak yayı 2 saatte hazırlar.
Trafik akmaya başlar. Kitlenme, arkaya sarkma olmaz. Vatandaşa işkence biter. Saniyesi can ve mal için önemli İtfaiye'nin de yolu her zaman açık olur.
Saygılarımla..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA