Arda insan olarak en sevdiğim kişilerin başında gelir. Futboluna, Galatasaray sevgisine bakınca, Turgay Şeren örneğini hatırladım. "İşte Galatasaray'ın 15 yılına sahiplenecek kaptan" dedim.. Önerdim. Kabul gördü. Arda kaptan oldu. Ama yanıldığımı kısa zamanda anladım.
Arda dünyanın en duygusal adamıydı. Çabuk inciniyor, küsüyordu. Küsen kaptan olur mu?.
Bir gün o utanç verici kapalı protestosu başladı. Güya Galatasaraylı bir kalabalık, Galatasaray Kaptanını, kendi kaptanları ve göz bebeklerini, hem de özel yaşamı ve kız arkadaşı üzerinden ıslıklamaya başladı.
Ona sahip çıkması gereken Galatasaray Başkanı "Tribün bize yol gösteriyor" diye Arda'yı aç aslanların önüne attı.
Arda küstü. Küskünlüğü sahaya yansıdı. "Yanlış oldu, kaptanlığı bırak Arda" dedim. Galiba bana da küstü.
Sezon bitti, transfer ayı geldi.. Arda'nın ne kadar duygusal olduğunu artık iyi bildiğim için "Git Arda" dedim.. "Sana bu ülkede yer yok. Taraftarın sahip değil, kulübün sahip değil.. Medyayı zaten biliyorsun. Sana burda top oynatmazlar, git.."
Direndi, kaldı ve sonunda NTVSpor canlı yayınında ağlayacak duruma geldi. Onu izlerken ben de ağlayacak hale geldim.
Türkiye'nin göz bebeği bir futbolcuyu düşürdüğümüz duruma bakın..
Hâlâ duruyor musun Arda?.
Hâlâ duruyor musun?.
Git artık!..