SELİN Oktay'ın fotoğrafları vardı, çarşamba günü gazetelerde.. Bodrum'da tatil yaparken çekilmiş. Etrafında iki çocuğu.. Ve Selin, daha dünün ünlü ve gözde mankeni, en popüler genç kızı, bikiniyle.. Tabii mankenlik günlerinin o "Yok"a yakın bikinisi değil. "İki parçalı mayo" demeye daha yakın bir derli toplu tasarım, ama sonunda bikini işte..
Ve Selin gayet rahat..
İşte bu..
Bikini giyersin.. Mesele yok.. Denize, havuza, entariyle, haşema ile girersin. O da keyfindir, inancındır. Eleştirmem.. Ama giydiğini taşıyamaz, resmini çekene bağırıp çağırır, basılınca oturup ağlarsan, Ece Erken gibi, işte ona kızarım. Selin'i ve de tabii kocası Ali Rıza Özderici'yi alkışlarken..
Çarşamba gecesi Selin'in resimlerini gördüm, perşembe sabahı da bizim Günaydın'da Mevlüt Tezel'in köşesinde Yasemin Ergene'yi.. Havuzdan çıkıyor.. Merdivende.. Poposuna havlu sarmış. Mayolu resmi çekilmesin diye..
Mevlüt dünü yazmış. Bokser'e çektirdiği resimlerle "Yılın en seksi kadını" seçilmiş. Bugün İzzet Özilhan'ın sevgilisi olunca kapanmış. Olur.. Kapanıyorsa bir bildiği vardır. Ama o zaman, herkese açık plajlara, havuzlara da gelme.. Mayolu görünmekten utanıyorsan, niye giyiyorsun?.
"Havuzdaki ahali görsün ama medyaya yansımasın" dedin mi, bunun adı ayıp.. Bunun adı çifte standart. Bunun adı kandırmak olur. Sadece kendini kandırmak olur.. Bir de sevgilini belki..
Ahali gerzek değil çünkü..