Tuhaf, Ertuğrul Özkök'ün küçük hikâyelerini toplayan bir kitap.. Nihayet elime geçti.. Rastgele bir sayfa açtım, şarkılardan fal tutar gibi.. Karşıma çıkan öyküyü okudum..
Novissima Verba.. Latince "Son Söz" demek.. İnsanların ölmeden önce söyledikleri son söz..
Ertuğrul, Hallac-ı Mansur'un idamıyla, 10 yaşında bir çocukken şahit olduğu bir idamı paralel anlatıyor, ama nefis anlatıyor.. Paralel öykü yer yer bir felsefe yazısına dönüşüyor, ama öyle ders verir gibi değil.. Enfes ve akıcı bir üslupla, yutar gibi okuyorsunuz..
Sonra "İçindekiler"e baktım. Bir hikâyenin başlığı dikkatimi çekti. "Baba fallusu kesmek.."
Burada da bir Antik Yunan efsanesi çıkış noktası.. Uranus Gök Tanrısı.. Erkek.. Gaia yer tanrısı, kadın. Gök Tanrısı bir türlü Yer Tanrısı'nın üstünden inmediği için, içerde döllenmeden oluşan çocuklar bir türlü dışarı çıkamıyor. Sonunda içlerinden biri, Kranos, babasının organını kesip kapıyı açıyor.
Ertuğrul mitolojiyi gene kendi felsefesine bağlıyor..
Aslında kısa öykülerle, köşe yazarlığını birleştirmiş yer yer.. Ama okuması güzel.. Okuması zevkli, okuması keyifli.. Düşündürücü de..
Tatil için deniz kenarında şezlongda uzanırken çok ama çok rahat okunacak bir kitap Tuhaf.. Ama keyifle okuturken, öğretmeyi ve düşündürmeyi de başarıyor Ertuğrul..