SABAH işe geliyoruz. Nispetiye Caddesi'nin tek yönlü iki şeritli kısmına girdik ki, siren sesi.. Arkada bir ambulans var. Biz sağ şeritteyiz. Ambulans solda.. Yol dar, iki şerit de dolu. Ercan hemen durdu.
Siren sesi duyulduğunda, yol tıkalıysa yapılması gereken şey bu.. Sağ şerit durur. Onun önündekiler gittiği için sağ boşalır. Solda, siren yapan aracın, polis, itfaiye, can kurtaran artık her neyse önünü kesen araçlar, boşalan sağa kayarlar. Siren yapan aracın önü açılır, yani sol şerit boşalır. Siren yapan araca yol açmanın, onu hızlandırmanın başka da yolu yoktur zaten..
Ne var ki, bu kuralı kimseler öğretmediği için kimseler de bilmez.. Siren sesi duyuldu mu, bizde sağdakiler zerre aldırmazlar.. "Yolu ben kesmiyorum ki.."
Yolu kesenler de bir şey yapamazlar. Önleri dolu, yanları dolu, uçacak halleri yok ya..
Bu arada ambulansın içindeki kalp krizi mi geçiriyordur, kan mı kaybediyordur.. Maazallah.. Ayağımdan vurulduğumda böyle bir ambulansın içinde Levent'ten Florya'ya gitmiştim. Bilirim..
Ercan durdu. Durur durmaz da, siren yapan ambulansın tepe hoparlöründen bir uyarı duyduk.. "Transporter devam et.."
Transporter, yani biz.. Koca caddede kurala uyan, ambulansa yol açmak için gerekeni yapan tek araba biziz ve ambulansın şoförü bizi uyarıyor..
"Transporter devam et.."
Peki edeyim.. Sen ne edeceksin o zaman?..
Düşünebiliyor musunuz?..
Ambulans sireni duyulduğunda ne yapılması gerektiğini bu ülkede ambulans şoförleri bilmiyor. Ötesini sormaya gerek var mı?..
Canımız Allah'a emanet, gidiyoruz!..