Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, haftalar önce söz verdiği toplantıyı 2 Nisan'da yaptı ama olmadı.. Ben toplantıda, Ayazağa'yı bitirme işini yüklenen Türk Mall ve mimarlarının, eski projeyi başından beri yürüten Şakir Beyin sağ kolu Mimar Doğan Tekeli ile karşı karşıya gelmelerini istemiştim. Bakan ve ben o toplantıda gözlemci olarak bulunacaktık.
Toplantı yapıldı. Doğan Tekeli yoktu. Onun gıyabında, Türk Mall'cılar eski projeyi niçin değiştirdiklerini anlattılar. Yeni projeyi tanıttılar.. Sadece dinledim.
Önemli olan Tekeli'nin orda olması ve bu açıklamalara yanıt vermesi ve görüşünü bildirmesiydi.. Olmadı..
Toplantı sonunda Türk Mall'cılara "Söylediklerinizin büyük bir bölümü bana mantıklı geldi. Ama ben mimar değilim bir.. İkincisi, eski projeye yönelik eleştiri, hatta ithamlara yanıt verecek durumda hiç değilim. Bu projeyi ancak ve ancak Doğan Tekeli de itiraz etmezse desteklerim" dedim..
"Doğan Beyle görüşüp onun desteğini de alacağız. Hiç merak etme" dediler..
Ertesi gün Tekeli ile konuştum. Kendisine bildirilen tarihte İstanbul dışında olacağını söylemiş. Buna rağmen toplantıyı o gün yapmışlar. Hoşuma gitmedi tabii..
Günlerce Türk Mall'cıların Tekeli ile buluşup ortak açıklama yapmalarını bekledim. O da olmadı. Bunun üzerine Doğan Tekeli'yi yeniden aradım. Bana bir not gönderdi.
Türk Mall'cılar, 2 Nisan toplantısında olamayacağını öğrenince Tekeli'yi ziyaret edip, projelerini göstermişler.
Tekeli özetle diyor ki..
"Mevcut betonarme yapının yarısı yıkılıyor. Yıkılan kısım büyük kongre ve konser salonudur. Yıkılma gerekçesi olarak verilen yüksekliğin aşılması gösterilmektedir. Bu gerekçe bence haklı değildir."
"Yeni proje eskiye göre yüzde 50 oranında fazla inşaat içermektedir."
"Yeni proje kendi içinde tutarlı ve düzeyli bir projedir. Türk Mall'ın değişikliklerle ilgili açıklamaları haklı görülebilir."
"Kişisel görüşüm.. Hükümet, kendisinden önce başlayan bu projeyi benimsememiştir. Burayı tamamlamak için 60-70 milyon dolarlık yatırım yapılmazken, Sütlüce'ye ve Kongre Vadisine bunun 6-7 katı bir yatırım kısa sürede tahsis edilebilmiştir. Ayazağa içinse, şişi de, kebabı da yakmayacak bir çözüm bulunmuş, ama İstanbul ihtiyacı olan konser salonunu kaybetmiştir." Artık yapacak fazla bir şey yok..
Ben de hâlâ İstanbul'un ihtiyacı olan yüz akı bir konser salonunu kaybettiğini düşünüyorum.. Ayazağa'da şimdi bir başka şey yapılacak. O da işe yarayacak tabii.. Hepsinden öte orda bir inşaat leşi değil, yaşayan bir kültür sanat sitesi olacak.. O da bir şey..
İstanbul'a mükemmel konser salonu da bir başka bahara kalacak artık!..