Tolga Iskır adlı okur diyor ki.."Voleybolda servis atanın iki, karşılayanın bir sayı alması öneriniz akla yakın. Ama bir tenissever olarak voleybolda geçerli olan sistemin teniste de mevcut olduğunu hatırlatmak isterim.."
Hayır, Sevgili Tolga.. İkisi ayni değil. Aslında ters. Çünkü voleybolda servis atmak dezavantaj. Teniste ise büyük avantaj..
Voleybolda servisi atan kaybediyor, teniste kazanıyor oysa..
Voleybolda her hata sayı.
Teniste sayı almak için, "15-30-40- sayı" sistemini tamamlayacak kadar puan kazanmak zorundasınız.
Voleybolda servis kaçırmak sayı. Teniste servis kaçırmak, ancak ikincide puan oluyor. Yani ilk servisleri istediğin riski göze alarak atabiliyorsun. Voleybol sistemi riskli servise engel.
Yani sevgili Tolga.. Aslında teniste de tam tersi bir uygulama önerilebilir. Yani servisi atanın kazanması bir, karşılayanın kazanması 2 puan olabilir. O tenisin sorunu.. Ve de voleybolda riskli servisi teşvik için, tenisteki sistem.. İlk servis kaçarsa sayı yok..
Ben, kuralları bildim bileli değişmeyen, alışılan, ezberlenen ve kabul edilen tenisi değil, yakın yıllarda (Bence hatalı) değişen ve de arayış içinde olan voleybol üzerine konuşuyorum.
Şimdi bunları doğrudan Tolga'ya yazabilirdim. Buraya taşıdım.. Niye?..
Çünkü tüm okurlarıma söylemek istiyorum..
Sizin de, benim de vaktimiz çok kıymetli. Bu yüzden bir şeyi okur okumaz, ya da dinler dinlemez hemen kaleme sarılmayın. Önce bir düşünün.. İyi düşünün.. Ve de şöyle düşünün.. "Bunu yazan yarım asırlık bir gazeteci.. Bir daha bakayım, ne diyor?.."
Benim dediğimle, sizin itiraz noktanızı iyi karşılaştırın. Gene yazmaya karar verirseniz fikrinizi, o zaman yazın..
Okuduklarını hiç anlamadan, kaleme sarılıp köşelerinde adımı sık sık ananlar var mesela. Onlara cevap bile vermiyorum. Bir meslektaşıma "Önce anla, sonra yaz" demek ağırıma gidiyor.
Fikir tartışması, ancak ileri sürülen fikir iyi anlaşılmışsa başlayabilir..
Bir şikâyetim de, gazete ve televizyonları "Yanlış bulmak" için izleyenlerden.. Bu çağdaş bir salgın nerdeyse..
Dil sürçmesi, dalgınlık gibi sebeplerden olduğu açıkça belli yanlışlara takılmayın.
Önemli bir bilgi hatası varsa, düzeltin, teşekkür ederim o zaman. Ama anında anlaşılacak basit hatalar için, Arşimet gibi "Evreka.. Evreka" krizlerine girmenize gerek yok..
Yahu hayatın keyfini çıkarın.. Gazeteleri, dergileri keyif için okuyun. Ekran başına keyif için geçin..
"Haa.. Bana yanlış bulmak keyif veriyor" diyorsanız, o zaman bir doktora görünmenizde yarar var.
Çok yanlış yapıyorum.. Yapmaktan da korkmuyorum. Çünkü hep yazdım ve söyledim.. Yanlış yapmaktan korkan hiçbir şey yapamaz..
Yanlışlar hayatın parçası, rengi, bazen hatta güzelliği..
Siz de yapın..
"Hıncal'ın yanlışını buldum" zevkinden çok daha keyifli olduğunu göreceksiniz..