Yani nasıl hızlandı.. Köşemin içinde ayrı bir köşe açmam gerekiyor nerdeyse.. Gidenler hızlandı.. Cami avluları için abone çıkartacak hale geldik..
Biri vuruyor kalbimizden. Onun acısını unutmadan yenisi..
Selçuk Sümer de ölmüş.. Ankara günlerindeki can dostlardan..
Tercüman'ın müthiş bir spor kadrosu vardı o zaman Ankara'da.. İstanbul'da başında Necmi Ağabeyin (Tanyolaç) olduğu süper kadrodan değil, Ankara ekibinden söz ediyorum. O Tercüman Ankara Spor Servisi, bugün bir araya gelse, mükemmel bir gazete çıkarır.. Öyleydi..
Şimdi gazetelerin tüm Ankara büroları, o Tercüman Ankara Spor kadar geniş ve güçlü değil.. Ankara'yı bitirdik nerdeyse..
Selçuk müthiş bir spor muhabiriydi. Dikkat buyurun, yazar değil, muhabir diyorum.. O zaman muhabirlik esastı çünkü.. Haberi gazeteci çıkarırdı, sızdırılan, eline verilen kağıtları haber diye yazmak yerine.. Bu yüzden de müthiş bir rekabet vardı, muhabirler arasında..
Müthiş rekabet, ama müthiş dostluk.. Mesasi dışı çok vaktimizi birlikte geçirirdik. Öyle de dosttuk..
Selçuk bu dostların da başındaydı..Dost adamdı çünkü..
Bir dost daha eksildi, hayatımdan.. Bir.. Bir daha.. Bir daha..
Dostlar Meclisi yukarıda kuruluyor.. Çoğunluk artık orda..
Selçuk, evvel gidenlere selam götür bizden, Yahya Kemal'in dizeleriyle..
"Tekrar mülaki oluruz bezm-i ezelde;
Evvel giden ahbaba selam olsun erenler."
Bezm-i ezel, kulların Tanrı ile buluştuğu, O'nun "Ben sizin Rabbiniz değil miyim" sorusuna "Evet" dedikleri gün..
"O gün tekrar buluşacağız" diyor, şair evvel giden dostlara selam sarkıtarak, hani..