Vatan gazetesinde bir manşet..
"Bıçakla, tehditle korku salan bu serserilere dur diyen yok!.."
Nerdeyse tam sayfa haber, 18 yaşındaki Oğuzhan Kuzu'nun evinin önünde, kendi mahallesinde yaşayan tinerci gençler tarafından öldürülmesi üzerine hazırlanmış..
Başlığı okuyunca, gazeteye hak veriyorsunuz..
Bu kaçıncı tinerci cinayeti ve katiller aramızda.. Hem de nasıl aramızda..
Daha dün okumadık mı?.. Taksim'de haraç istediği SAT Komandosunu bıçaklayıp öldüren tinerci, yasal sorumluluğu olmadığı için mahkûm edilememiş, bir süre hastanede tutulduktan sonra serbest bırakılmış ve yüzbaşıyı öldürdüğü yerde gene tiner çekerek dolaşırken görüntülenmişti..
Ve de bu kaçıncı örnek..
O zaman "Bu serserilere dur diyen yok" diyen Vatan haklı.. mı, acaba?..
Tesadüfe bakın.. Ayni tarihli (4 Ocak) HaberTurk'te Osman Gencer'in köşe yazısının başlığı..
"Bir tinerci 26 defa yakalanır mı?.."
Okuyorsunuz..
Polis tinerciyi 26 kez yakalamış, tedavi görsün diye devlet kurumlarına 26 defa teslim etmiş. Adam 26 defa sokaklara dönmüş..
Eeee!..
Şimdi siz kendinizi polisin yerine koyun..
Tinerci yakalamak riskli bir iş.. Komando yüzbaşıyı hatırlayın. Ucunda ölüm bile var. Buna rağmen adamı 26 defa yakalıyorsunuz. 26 defa serbest kalıyor. 27'inci defa hayatınızı riske eder misiniz?.. Niye edesiniz ki?.
Osman rakam veriyor. İstanbul'da polis tarafından yakalanıp fişlenen tinerci sayısı 700.. Bunların 58 tanesi, 15 defadan fazla yakalanıp devlete teslim edilmiş.. Ama bakın.. Devlet polisi ile alay ediyor, resmen. Hepsi serbest bugün..
O zaman biz İstanbul sokaklarında serbest miyiz?.. İstiklal Caddesi'nde ne zaman iki adım atsam, bir tinerci yanaşıyor.. "Hıncal Ağbi bir sakal atsana.."
Yani İstiklal Caddesi'nde yürürken, her an öldürülebilirim..
İstiklal Caddesi dünyanın en büyük metropollerinden birinin merkezi.. İstanbul'a gelip de bu caddede yürümeyen yok.. Ama bu caddede yürümek ölüm tehlikesini göze almak demek..
Çünkü "Bu serserilere dur diyen yok!.."
Kim diyecek peki.. Polis 26 kere yakalayıp, 26 kere alay edilmiş duruma düşüyor. Yakaladığı tinerci, ertesi gün ayni yerde "Nanik" yapıyor ona.. 26 kere nanik yapıyor..
O zaman kim diyecek?..
Yasalar!..
Bu ülkenin vatandaşları pisi pisine ölüyor ve yasalar, öldürenlere hiçbir şey yapmıyorsa, o ülkenin sisteminde bir yanlış var demektir..
O ülkede Adalet yok demektir..
Kim düzeltecek peki yasaları?.. Sokaklarda güven içinde yürümemizi kim sağlayacak?..
Polise "Hayatını tehlikeye atıyor ve bunları yakalıyorsun. Ama yakaladığına değiyor, merak etme. Onları bir daha sokakta görmeyeceksin" lafını kim edecek?.
Türkiye hukuk devleti.. Adam öldürenleri sokağa bırakan hukuk devleti olur mu?.
Polisi ile alay eden Hukuk Devleti olur mu?.
İnsanların, ülkenin en merkezi, en kalabalık, en ünlü caddesinde ölüm korkusu içinde yürüdükleri Hukuk Devleti olur mu?.
Bu ülkede "Bu işte bir yanlış var" diyecek bir Adalet Bakanı yok mu?.
"Yasaları değiştirelim. Bu yanlışı düzeltelim" diyecek bir Adalet Bakanı?..
Yok!..
Peki bu Adalet Bakanı'na görevini hatırlatacak, üzerine gidecek, yasaların değişmesini sağlayacak, dördüncü güç, yani medya var mı?.
Her tinerci cinayetinin ardından ayni yazıları iki gün yazmayı marifet sayan, ama üçüncü gün unutan, balık hafızalı medyam mı, zorlayacak sistemi?.. Mecbur edecek bakanı?.
Güldürmeyin beni..