"KUYRUĞUNU çiğnemiş" diye dalga geçerdi babam, palavra biri için "Aslan" dendi mi..
Bugün olsa, Ultraslan için kahkaha atarak söylerdi.. "Ultra ama, kuyruklarını tramvay çiğnemiş" diye..
Şimdi mümkün olsa da size, Pazar günü Ali Sami Yen'de oynanan Galatasaray- Belediye maçının tribün bandını dinletebilsem..
Küme düşme adayı, yarısı eksik bir çoluk çocuk takımına karşı kendi sahasında ve kendi seyircisi önünde oynayan Galatasaray kazanırsa lider olacak..
O seyirci o maçta nasıl olur, sizce..
Kaptan Arda'nın sözlerini HaberTurk'ün manşetinde okudum..
"Bu statta ruh yok.."
İşte acı gerçek.. İşte kaçırılan, Ali Sami Yen'de hem de ikinci kez kaçırılan liderliğin sorumlusu ne kadar Rijkaard adlı futbol ve ruh fakiri hocaysa, o kadar da Ultraslan denen sözüm ona "Taraftar" gurubu..
Maç başlıyor arabesk şarkılar.. Maç bitiyor arabesk şarkılar.. Yani coşturmak değil, uyutmak üzere bir ninni tablosu.. Galatasaray'ı, Galatasaraylılığı yücelten değil, zavallı duruma düşüren utanç sözleri.. Üstelik bu şarkıların hiçbiri Galatasaray'a has değil. Bu ülkenin 330 kulübün 330 taraftar gurubu, ayni şarkıyı, kulüp adı yerine kendininki koyarak söylüyor..
Yani bir yaratıcılık, yenilik de yok. Yıllardır ayni acılı arabesk, ayni monotonluk, ayni ruhsuzlukla tribünlerde kendilerini eğlendirip, takımı uyutuyorlar.
Yönetimin haberi yok, umurunda değil.. Aralarında tribünden gelme Haldun Üstünel gibi biri olduğu halde..
Hem de bu ülkede Galatasaraylı sanatçı, besteciden geçilmezken..
Timur Selçuk'tan Kayahan'a, Serdar Ortaç'tan Ali Kocatepe'ye.. ..
Ve kaptan Arda diyor ki..
"Bu tribünlerde ruh yok!.."
Var Arda var.. Merak etme.. Yarın seni yuhalayarak, bana söverek ne kadar "Ruh" lu olduklarını kanıtlarlar.
Hadi ordan kuyruğunu tramvay çiğnemişler!..