Efendim tartışmalar devam ededursun, 2012, gişe rekorları kırmaya devam ediyor.. Sebep de basit.. Filmde olağanüstü görüntüler var.. Müthiş bir görsel şölenle "Kıyamet" anlatılıyor..
Los Angeles'ın, Washington'un sulara gömülüşü.. Las Vegas'ın depremlerle yok oluşu.. Yellowstone Parkı'ndaki akıllara durgunluk veren sonun başlangıcı sahneleri.. Everest zirvesini minik bir adaya çeviren tsunaminin Asya kıtasını işgali..
Gözlerinizi perdeden alamıyor, şaşkınlık ve hayranlıkla izliyorsunuz..
Bu arada sıkılıp yarıda çıkanlar varmış. Yazıyor ve söylüyorlar.. Onlara da saygı duyuyorum.. Görsel şölen dedin mi, iş sanata ve zevke girer. Herkes benimle ayni zevki paylaşmak zorunda değil..
Ama entel dantel görünme uğruna, belki de içten içe bayıldıkları filmi kötülemek için en klişe laflarla saldıran ve "Bu film Amerikan klişeleriyle dolu, bir şey söylemiyor" diyenler yok mu?..
Şimdi bakın, klişelerle (!) dolu, bir şey söyleyemeyen filme..
Bir gurup bilim adamı dünyanın 2012 yılında sular altında kalacağını belirlemiş.. Bir Nuh tufanı, aynen..
Dünya liderleri, çok gizli görüşmelerle insanın geleceğini kurtarma planları yapıyorlar. ABD Başkanı çağdaş Nuh, bir yerde..
Bu müthiş su yükselmesine, deniz dibi depremlerine ve tsunamilere dayanacak 7 gemi inşa etme kararı veriliyor. Bu gemilere, tufan bittikten sonra geriye kalan kara parçasında hayatı ve takvimi sıfırdan başlatacak insanlar, hayvanlar ve bitkiler alınacak..
Topu topu 7 gemi.. Bu gemilere kimler binecek?..
Seçkinler tabii.. Bir defa dünya liderleri ve yakınları.. İkincisi, kısa zamanda bu gemileri inşa etmek büyük paralar gerektiriyor. Bu paralar için mafya dahil zenginlere ihtiyaç var. Parayı verenler. Sonra, hayat yeniden başlarken, işleri yönetecek uzmanlar.. Bilim adamları.. Yani yedi milyar nüfusa karşılık, yedi gemiye binebilecek 7 bin çok özenle seçilmiş insan.. Ötesi için 2012 son!.. Umut yok!.. Mu?.
Öte yanda..
Dünyanın en yeteneksiz adamlarından biri.. Kitap yazmış, 502 tane satmış, hem de 300 milyonluk Amerika'da.. Üniversite mezunu, ama hiçbir işte tutunamamış. Ehliyeti var diye, limuzin şoförlüğü yapıyor, aç kalmamak için.
Özel yaşamında da başarısız. İki çocuğa rağmen aileyi yürütememiş. Boşanmışlar. Karısı yeniden evlenmiş.. Ortaokul çağındaki oğlu, öz babasından nerdeyse nefret ediyor, üvey babasına hayran..
Yani nerden baksanız, iler tutar tarafı yok adamın..
Şimdi, bu sıradan bile değil, bir beceriksizlik ve başarısızlık simgesi adam, hem de dağınık ailesini toplayıp, Çin'de gizli bir yerde inşa edilen gemilere, yani umuda ulaşabilir mi?. Binmeyi başarabilir mi?..
Mümkün mü?..
Filmin mesajı işte bu..
Mümkün!..
Eğer yaşıyorsanız, eğer savaşıyorsanız, umut mutlak vardır.. Bazen kazanırsınız da..
Engellere, zorluklara, güçlüklere bakıp, peşinen teslim olmayın. Peşinen yenilmeyin.. Bitmedikçe bitmez..
Yaşıyorsanız, savaşıyorsanız, umut vardır!..
Kıyamet kopsa vardır.. Umut, kafanızda bitmedikçe bitmez.. Bitmemeli..
Söyleyin bana, günümüz insanına bundan güzel hangi mesaj verilebilir?.