(Gene pazara sığdıramadık. Bu defa kabahat bende, üstelik.. Güneş'ten ve sizlerden özürlerimle..)
Abuzittincim,
Sen hiç "tek odalı otel" duydun mu? Ben yeni duydum, gidip gördüm de. Kaldın mı dersen, parası beni aşar: 1000 dolar! Hani taksitle belki de, peşin çalışıyorlar..
Dünyada böyle "tek odalı" oteller varmış. Hatta Türkiye'de de 2 tane varmış. Biri Bodrum Ortakent'te öteki de Kapadokya da.. Sana anlatacağım Bodrum'daki. Sahibi Vedat Semiz; orta yaşlarda, orta boylarda, son derece mütevazi bi bey. Eskiden sanayi ile uğraşıyormuş, turizme dönmüş ama dertli. Derdini sonraya bırakayım. "Tek odalı otel nerden aklınıza geldi?" dedim.
"Bi tarihi yer satılıyor dediler. Gittim baktım burası..Önce kendim oturayım dedim. Sonra aklıma "Burası orijinal bi otel olabilir" diye bi fikir geldi.. İşe öyle başladım.
Bu, Vedat Semiz' in tek oteli değil. Başka otelleri de var, onlar, normal odalı oteller. "Tek odalı otel" iki katlı, beheri 80 santim kalınlığında blok taşlardan örülmüş bi kule. 1601 tarihinde Osmanlı Sancak beyi Mustafa Paşa tarafından savunma ve gözetleme amacıyla yapılmış. Yani 400 küsür yıldır, fırtına, bora, deprem, kule dimdik ayakta! Tabii özellikle içi ciddi bi restorasyondan geçmiş. İlk restorasyon çalışmaları da (!) define arayan yerli halk tarafından yapılmış. Kuleye kalkıp inen tahta bi asma köprüden giriyorsunuz.
Alt kat "tek odalı otel'in" lobisi. Eşyalar üstüste değil ve 1600'lü yıllar çizgisinde. Pencereler tüfek mazgalı. Fatih'ten kalma şamdanlar, bakır siniler..Gene o devirlerden kalma eski tüfekler. İkinci kat tamamen yatak odası. Bi yer yatağı var ve bana göre en orijinal tarafı o devre göre ışıklandırılması. Yalnız mumlar yanıyor! Duvarlar saman alçı karışımı ve bütün ahşap, sedir ağacı. Arap sabunuyla yıkandı mı devamlı koku saçıyor. O katta bi de dışarıya açılan "kızgın yağ dökme" yalağı var. Hani düşman geldi miydi başından aşağıya kızgın yağı boşaltıyorsun. Filmlerdeki gibi yani. Ama Vedat bey "Bu kulenin orijinalinde olduğu için aynen korunuyor. Zaten şimdiye kadar kimse de bizden kızgın yağ istemedi (!)"dedi.
Otelin müşterileri, daha çok, özel yaş günü veya evlilik yıldönümü kutlayanlarla evliliklerinin ilk gecesini geçiren çiftler oluyormuş. Bence bu sonuncular için her şeye rağmen riskli bi durum. Çünkü çok heyecanlı bi anda, ertesi gün ödenecek 1000 Amerikan Doları insanın aklına takılırsa, bütün gece rezil olabilir!
İlk zamanlar otelin ücretini 2000 euro yapmışlar. Umdukları müşteri sayısına ulaşamayınca 1000 dolara çekmişler. Sezon fena geçmemiş. Vedat Semiz "tek odalı otel" hariç (Bu bi prestij meselesidir diyor) ötekilerini satıp sektörden çekilmeyi düşünüyor. Hatta kesin kararlı.
"Neden?" dedim. "Devletin bi turizm politikası yok ondan" dedi. "Ve devlet Politikası olmadan bu iş yapılamaz.. Size bi örnek vereyim. 12 euroya "her şey dahil" çalışan bi sürü otel var. Buna karşılık ülkemizi ziyarete gelen bi nataşa kardeşimiz, saatte 150 euro kazanıyor! Çarpıklığı anlatabildim mi?"
Vedat Semiz'e göre bu sene Bodrum'da "dönen çek" sayısı 3'e katlanmış. Tam bir yaprak dökümü yaşanıyor.
"Dünyanın en pahalı elektriğini, en pahalı akaryakıtını, en pahalı LPG' sini kullanırken, nasıl oluyor da bazı otellere 12 euroya 'her şey dahil' yer satabiliyorlar. Nataşa kardeşlerimizin desteği mi söz konusu?" soruma Vedat Semiz'in cevabı net oldu: "
Bazı kişiler daha değişik işlere girişiyorlar. Mesela 'beyaz ticareti'nden sağlanan ciro 150 milyar dolar civarındadır. Bunun üçte biri içerde kalır. Zaten böyle olmasa, kayıt dışı ekonomi nasıl yaşayabilir?"
İlginç bi saptaması daha vardı Vedat Semiz'in:
"Deniyor ki "Krize rağmen Türk Turizmi ilerlemiştir.". Gelen turist sayısı olarak doğru olabilir. Ama kişi başı bıraktıkları para, dolar / euro paritesi hesaplandığında ve enflasyon da dikkate alındığında, söylendiği gibi 500 dolar dahi değil, çok altıdır. Oysa 1990 başlarında Türkiye turist başına 1000 dolar kazanıyordu!"
Turizm Bakanımız daha geçen gün "Bütün dünya krizdeyken biz turizmde artıya geçtik" diyip turizm acentelerine övgüler yağdırmamış mıydı?
Turizmin içinden gelen Vedat Semiz ise bambaşka rakamlar veriyor. Anlaşılan durum pek iç açıcı değil Abuzittincim. Münasip yerlerinden öperim kardeşim.
Güneş.
Tecellister@gmail.com