"Yolu yaşama"yı bilselerdi eğer, 6 günlük dünya tatlısı gelin Hande şimdi hayatta olacaktı. Gazetelerde resimlerini gördünüz, o hayat dolu genç kızın.. İçiniz cız etmedi mi? Balayına gitmişler Bodrum'a.. Aşırı hız.. Arabanın kontrolden çıkması, kaza ve ölüm..
Daha geçen ay yazdım, Bodrum'un asıl güzelliğinin "Yolları" olduğunu.. "Bu yolları yaşayın" dedim..
"Acele etmeden, etrafa bakarak.. Doğanın yarattığı o dünya güzeli tabloları, peyzajları seyrederek.."
Hayır.. Biz yolu yaşamayı bilmiyoruz.. İlle varacağız.. Tabakhaneye varır gibi..
Yahu yol.. Güzel olan yol.. "Yolu yaşayın.." Hayır.. Direksiyona oturdu mu, insan gidiyor, yerine bir potansiyel ruh hastası geliyor.. İlle acele.. İlle öndekini geçmek.. İlle arkadan gelenin önüne geçmesine izin vermemek..
Yahu harika müzikler seçip koyuyorum arabanın setine.. İlle de Boğaz yolunu seçiyorum, eve gidip gelirken, o dünyanın en güzel yolunu yaşamak için..
Ama Ercan'ı göreceksiniz.. 15 yıldır kendi şöförüme "Yolu yaşama"yı öğretemedim. Marşa bastı mı, o Ercan gidiyor, yerine Rubens Barrichello oturuyor.. Haydi bir Boğaz rallisi..
"Yolu yaşa Ercan.. Şu müziği dinle.. Şu Boğaz'ı hisset" dedim, olmadı.. Uyardım olmadı.. "Yahu ayıp.. Hem de Hıncal'ın arabası bunu yapar mı, gören ne der" dedim, olmadı.. Plakasını köşemde yazıp ceza verdirdim, olmadı.. Olmuyor..
Direksiyon, insanı başkası yapıyor gerçekten..
Ve hayat dolu Handeler, hayatlarını yol kenarlarında boşaltıyorlar!..
Pisi pisine..