Ne güzel bir hafta sonuydu.. Ne mutlu, ne keyifli, ne lezzetli bir buluşmaydı..
Kız kardeşim Serpil, yazları yaşadığı Tuzla Mercan'daki ODTÜ Mimari Fakültesi'nde "Tuzla'da Bir Ev" başlığı altında ders olarak okutulan o ünlü Enis Kortan evinde ve bahçesinde, ailenin Kilis kanadından İstanbul'da olan, ya da gelebilenleri topladı..
Anneannem Velime ve onun kardeşleri, Hüsnü, Nuri ve Hanife'nin çocukları.. Onların çocukları.. Çocukların çocukları.. Saymadım, kaç kişiydik. Uğursuzdur derler.. Ama bir minik kuzenler ordusuyduk, her yaştan..
Aslında açılışı, gene ayni Mercan'da evi olan Dolunay, Ahmet Kışlalı'nın kızı yaptı. Cumartesi beş çayı içtik.. Ve ilk müthiş sürpriz.. Dolunay bir mini keman resitali verdi.. Kocası Sıtkı Uluç (Sadece isim benzerliği.. Kışlalı'yı Uluç yapan tesadüf) birisi karısı, öteki Tuzla için iki enfes şiir yazmış.. Zeynel Lüle de bestelemiş.. Nasıl duygulu, nasıl güzel çaldı Dolunay.. Ahmet onu konservatuvara göndermişti. Ama hayat insanı başka işlere zorluyor. Dolunay çoktandır kemana dokunmuyordu.. Büyüledi herkesi..
Sonra Serpil'e geçtik.. Bir akşam yemeği.. Ama yemekten önce bir mini resital de orda.. Bu defa şan.. Hüsnü Dayı'nın ortanca oğlu, M. Ali'nin küçüğü, Ahmet'in büyüğü Mahmut'un kızı Damla Kışlalı da konservatuvarda okuyor.. Bir ses.. Şurup gibi akıyor.. Bir napoliten söyledi, bir de Azeri türkü.. Öldük, bittik.. Harika bir ses.. Mankenleri imrendiren bir fizik.. Öyle bir soprano geliyor ki, sahnelerimize..
Yani ne marifetli bir aileymişiz biz yahu!..
Yıllar sonra M. Ali Ağabey'le buluşmak, onun hasret kaldığımız fırçalarını yemek, Paşa Dayı'mın kızları Aydoğan ve Yıldız Ablalara sarılmak ve de o kirazları hatırlamak..
En minikler, Alyalar, Erinlerle tanışmak.. Ahmet'in o zaman minicik ama şimdi harika kızı Nilhan'ı öpücüklere boğmak..
Uluç kardeşlerin bu defa hastalık ve hastanede değil, keyifte bir araya gelmesi.. Cumartesi gecesi Serpil'in lezzet büfesi.. Pazar sabahı, bir başka lezzet kahvaltısı.. Vay ki vay..Bir ailenin, hele de böylesi geniş ve rengarenk bir ailenin içinde olmak, nasıl anlatılmaz bir mutluluktur, dostlar.. Nasıl bir sevgi, bir güven selidir, böylesi aileye sahip olmak..
Sevgili Serpil..
Bize ne kadar zengin, ne kadar güçlü, ne kadar mutlu olduğumuzu hatırlattın.. Sana nasıl teşekkür, nasıl şükran doluyum, nasıl sımsıkı kucaklıyorum, bilemezsin.. Ama ben senin şu an hüngür şakır ağladığını biliyorum!.. Bizi sevgiye boğdun bacı!..
Annemizin yerini aldın..
Allah seni başımızdan eksik etmesin!..