Kendimizi "Yaşamdan Tad Almalar Ustası" Nebil'e terk edince, Bodrum'un güzelliğini 30 yıl sonra fark ettik..
Bir defa şu yanılgıya bir son verelim..
Bodrum, Alaçatı ile mukayese edilmez. Edilemez.. İkisi çok ayrı şey..
Bodrum uçsuz bucaksız bir yarım ada.. Git git bitmiyor.. Bir gördüğün yere bir daha gitmemek, bir geçtiğin yoldan bir daha geçmemek koşulu ile günler geçirebilirsin..
Bodrum her şeye rağmen, bir dinlenme, yaz tatili geçirme beldesi.. Orda olmanın kendisi eğlence olduğu için, Bodrum gecelerinde ayrıca süper starlara gerek yok..
Alaçatı avuç içi kadar bir köy.. Geçmişin Fuar geceleri oraya taşınmış.. Hava alanından Alaçatı'ya giden yollardaki reklam panoları, Türk pop starlarının ilanlarıyla dolu... Hele de hafta sonlarında birkaç stardan birini seçebilirsiniz..
Şimdi Alaçatı, Çeşme, Foça, Şirince, Gümüldür diye yayılırsanız, işte Bodrum o.. O zaman Bodrum yarımadası ile mukayese edebilirsiniz.. Bodrum, tümüyle İstanbul gibi.. Alaçatı ise, Taksim sadece..
Bodrum'un en güzel yanı yolları.. Adı hep Bodrum olmak üzere bir yerden bir yere gitmek için ille de uzun yollara düşmek zorundasınız.. Etiler'den Tuzla'ya, Çekmece'ye gitmek gibi..
Ve bu yolların hepsinde manzara muhteşem.. Ya yemyeşil bir vadi, ya masmavi bir deniz.. Ya harika yamaçlar, ya muhteşem koylar.. Havada bir portakal, bir mandalina kokusuyla efsane bahçeler..
Yolu yaşamak nedir, gidin görün..
Burada ölümcül kazalar oluyor.. Tek sebep hız.. Yahu bu yollarda insan nasıl kıyar da gaza basar..
Bu Veysel'in anlattığı yol işte.. Uzun ince.. Gündüz gece gideceksin.. Boş ver menzile erişmeyi.. Bu yol için git Bodrum'a.. Bu yolu yaşamak için git..
Nebil, sonra da Haşo, harika yollardan geçirdiler beni, Nebil'in sabah, öğle ve akşam için ayrı ayrı yerlerde yaptığı ayrı ayrı programlara ulaştırmak için..
İndiğimiz gece, ezeli dost Ali Kestaneci'ye gittik, ayağımızın tozuyla.. O emsalsiz ve başka yerde olmayan Perde Pilavını yemek için.. Arkası, hemen karşıdaki Marina'da Fatih Erkoç.. Fatih bu ülkenin en iyi "Eğlendirici"lerinden.. Her nabza göre söylüyor çünkü..
İkinci gece, Güven'in davetlisi olarak, geçmiş yıllarda size çok yazdığım efsane Aysel'in domatesli pilavını yemek için Aktur'a gittik, kız kardeşine.. Yani Bodrum'a pilav yemeğe gitmedik tabii ama, her yiğidin de bir pilav yiyişi olmalı.. Ardından Barka diye bir bahçe.. Bülent Özdemir ve Hande.. Bir şarkılar, bir türküler.. Bülent, Cennet'in bestecisi.. Lale Devri'nin bestecisi.. Ne eğlendik, ne eğlendik.. Ben kalkıp zıp zıp oynadım, anlayın..
Üçüncü gece Nebil'in Torba'daki evinin bahçesindeydik.. Adana'dayken Nebil'in yengesi bize harika bir taze patlıcan dolması yapmıştı.. O gecenin sürprizi o dolma.. Taa Adana'da pişirip yollamış yenge.. Bu Nebil öpülmez de ne yapılır?.. Bir de udi ile kanuni gelmez mi?. Gecenin bir vakti, Bülent ile Hande de bize katılmaz mı?..
Vakit nasıl geçmiş haberimiz yok.. Jandarma basmasa olmayacak da.. Jandarma bastı bizi resmen.. Ama ne jandarma..
Ben böyle şirin, böyle harika bir jandarma görmedim.. O astsubay baş çavuş delikanlı nasıl kibar..
"Burası aile muhiti.. İnsanlar dinleniyor.. Hadi toplanalım bizim oraya gidelim.. Etraf boş.. Ben size çay da yaparım, sabaha kadar çalıp söyleriz" dedi..
Hayır, ben ordayım diye değil.. Ben kuytudaydım, başçavuşum beni görmedi bile..
Ama adam, insan.. Bodrum gibi yerlere böyle güvenlik sorumlusu gerek işte..
Dördüncü gece, Yalıkavak Musti's'deydik. Aslında steakçi.. Ama biz yemeği Limon'da yedik.. Eşsiz Limon'da.. O ne lezzettir.. Bir yaprak sarma, zeytinyağlısı ayrı, etlisi ayrı lezzet.. Bir börek, ama hayatımda ilk kez yedim bunu.. Olmaz böyle şey.. Bizim Candan.. Nur içinde yatsın, Duygu'nun Kadınca'da sağ kolu Candan ve gene Gelişim'den Hıbırcı Rıza, evlenip buraya yerleşmiş, Limon'u kurmuşlar.. "Bu lezzet" dedim.. "Mutfakta ev kadınları var" dedi.. Şefler değil, Anadolu kadınları girince mutfağa böyle oluyor işte.. Kilisli'nin sırrı da o değil mi?.
Musti's'de Serdar var.. Sabaha kadar dinlesem doyamadığım Serdar.. Tek gitarla böyle mi müzik yapılır.. Eyşan Özhim'le evliyken tanımıştım onu. Şimdiki nişanlısı Ece de dünya tatlısı.. Saatlerce birlikte söyledik Serdar'la da..
Dönüş gecesi de, açışın tekrarı oldu. Gene Ali Kestaneci ve perde pilavı.. Gene Marina ama bu defa Zeynep Casalini.. Zeynep'i ilk defa izliyorum.. Çok hoştu.
