Bizim Hakan ile Utku'nun Utkusundan (Gürtunca) bir not aldım. Aynen naklediyorum.
***
"Mustafa" filminde Can Dündar, Ata'nın son günlerini anlattığı bölümde, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarından dönen Kuleli Askeri Lisesi öğrencilerinin, vapur sarayın önünden geçerken 10. Yıl Marşı'nı okumalarını ve Atalarını görmek istemelerini, bunun üzerine de Atatürk'ün cama gidip onlara el sallamasını bir canlandırmayla anlatıyor.
Ata odasında tek başına, kendi gayretiyle, güçlükle ayağa kalkıp cama gidip zar zor el sallıyor.. Bu durum, belgesel boyunca altı çizilmeye çalışılan "Yalnız Atatürk" mesajının da en güçlü desteklerinden biri.
Benim takıldığım nokta şu..
Aynı Can Dündar, "Sarı Zeybek" isimli belgeselinde aynı olayı anlatırken, Ata'nın dışarıdan gelen sesler üzerine yatağından kalkmak istediğini, yanındakilerin engel olduklarını, ama ısrarı kıramayıp Ata'yı cam kenarına götürdüklerini anlatıyor.
Duygulanan Ata'nın gözyaşlarının odadakiler için unutulmaz bir an olduğu belirtiliyor.
Tarih aynı tarih, olay aynı olay, her iki belgeseli de hazırlayan aynı kişi.
Bu nasıl olur? Adı üstünde belgelere, kaynaklara dayalı yapılan iki ayrı iş, aynı olayı farklı anlatabilir mi?
Bu, Can Dündar'ın yeni yaptığı belgeselde vermek istediği mesajı kuvvetlendirmek adına tarihi bir olayda tahrifat yaptığı anlamına gelmez mi?
Bu çapta bir araştırmacı-gazetecinin tarihten aktarım yapıyorum edasıyla, çok farklı kişisel yorumlar sunmaya hakkı var mı?
Bu bir sinema filmi olsa tabii ki her türlü yorum senaristin, yönetmenin hakkıdır ama bu bir belgesel.
***
Sarı Zeybek o zamanın filmiydi Utku.. Mustafa bugünün. Asıl üzücü olan, farklı yorumların zamana göre yapılması.. Can'a hiç yakışmayan bu..