O benim için Haşo'dur.. Haşo-Hıncal ilişkisi, aslında, dostluğun arkadaşlığın ne olduğunu arayanlar için çok ilginç bir olaydır.
Bakın..
Haşo'yla siyasal fikirlerimiz uyuşmaz. O demokratın hasıdır. Ben ödün vermez cumhuriyetçiyim. Sporda da ayrı kamplardayız. O Beşiktaşlıdır, ben Galatasaraylı.. Sosyal hayatımız da kesişmez pek.. Ortak dostlarımız pek yoktur. Onun arkadaş dünyası başkadır, benimki başka..
Televizyon çekimleri dışında bir arada oluşumuz enderdir. Sinema, tiyatro, müzik ve yaşam lezzetlerimiz farklıdır çünkü.. Haşo ile çok az bir araya geliriz, boş zamanlarımızda..
Ve ben bilirim ve hissederim ki, Haşo hayattaki en iyi dostlarımdan biridir!. Birincisidir belki..
Niye böyledir peki?.
İşte "Dostluk nedir" sorusunun yanıtı budur!.
Vatancılar giderken "Haşo da gitti mi" demiştim bir tek.. Dönüşüne nasıl sevindiğimi tahmin edersiniz.. Odası yanımda.. Onuncu katta kapı komşusu olduk. Ama gene pek rastlaşamayacağımız. Ben sabah gelir, 12'lerde işimi bitiririm.. O 12'leri geçerken gelir gazeteye, öğleden sonra çalışır.
Yani biyolojik saatlerimiz bile uyuşmaz aslında..