Ben Yeşilçam filmlerini Orhan Günşiray sayesinde sevdim.. O aptalca kör olan âşıklar, veremli kızlar melodramları midemizi bunaltırken, Günşiray'ın polisiye komedileri sinemamıza aksiyon, heyecan ve ruh getirmişti. Filmlerinde zamanının en güzel kızlarıyla oynardı, Sultan yasaları olmayan.. Biz gençler de giderdik tabii..
Fransızların Eddie Constatine diye bir yıldızları vardı. Ünlü Fransız hafiye, o zaman Mayk Hammer'in baş rakibi Lemmi Kovşun'u (Lemmy Coution) oynardı, Peter Chevney'nin ünlü tipinden.. Yumruklarıyla sevişip dudaklarıyla dövüşen hafiyeydi Lemmi. Bu tanıtımı da sahiplenmişti Orhan Yeşilçam'da..
Tonla film çekti, tonla para kazandı. Sakıp Ağa'yı bile kıskandıran bir hayat yaşadı. Paralar da bitti.. Sinema da..
Öldüğünü tek sütun haberler duyurdu. Sinemada tören düzenlemişler cenazesini kaldırmadan.. 30 kişi gelmiş..
"Vefasızlık" diyor gazeteler..
Ölüsüne..
Peki dirisine var mıydı?.. O Orhan, kanserle cebelleşir ve sefalet içinde ölüme giderken o 30 kişi de yoktu ya yanında.. Ve "Vefasız" diyen gazeteler..
Düşmeyeceksin..
Bu ülkede düşmeyeceksin..
Çünkü düşenin dostu yok ki, vefakârı olsun!..