Almanya maçının ardından, soyunma odasında futbolcularına, ekranlardan da kamuoyuna veda eden Fatih Terim kararından dönmüş. Dönmekle de kalmamış, 2010'a kadar olan sözleşmesini, 2012 Avrupa Şampiyonası'nın sonuna dek uzatmış. Federasyon Başkanı Hasan Doğan'ın dün Sabah'ta okuduğum açıklaması böyle.
Ben ki istikrardan, uzun süreli çalışmalardan yanayım, zırt pırt hoca değişikliklerine hep itiraz ettim, ama, bu defa Terim adına üzüldüğümü söylemek isterim.
Bir defa..
Bu "Veda ve geri dönüş" mizanseni ona hiç yakışmadı. Gelecekte havalar bulutlandığında medyanın bazı kalemleri bunu nasıl kullanacaklar tahmin ediyorum.
Fatih Terim bu ülkede "Liderlik" konusunda konferanslar veren adamdır. Liderler böyle "Naz" mizansenleri yapmazlar. Görüntüsü bile vermezler. İyi düşünüp konuşur, söylediklerini de yaparlar. Güven liderliğin temelidir.
İkincisi..
Ben hala Terim'in gönlünde yatan aslanın Avrupa, daha da özelinde dev bir İtalyan takımı olduğunu düşünüyorum.
Galatasaray'a ikinci gelişinde de, son milli takım hocalığında da kendisinden hiç beklenmeyen hatalar yapmasının sebebi, bence aklının hep başka yerde olmasıydı. Kafası yaptığı işte yoğunlaşmıyordu.
Yeni anlaşma 2012 yılına dek yapıldığına göre, o yıl 59'unda olacak. Bu Avrupa için çok dengeli bir yaş.. Yani Terim, yeni sözleşmesiyle köprüleri atmıyor. Yani Avrupa'yı kafasında kapamıyor. O zaman?..
O zaman, bu savaşı kafasında vermesi gerek. Veda etmesinden bu yana birkaç gün geçti.. Bu kısa sürede kafasını toplayıp kesin kararlar alması mümkün değil. Yani Avrupa'yı artık aklından sildiğine pek inanmıyorum. Aceleye, dolduruşa gelmiş bir hali var.
Keşke dediğim tatili yapsaydı.. Keşke orada, uzun uzun kendisi ile geçmişin ve geleceğin muhasebesini yapsaydı. Terim'in böyle bir "Öz" sohbete şiddetle ihtiyacı vardı.
Neyse.. Olan olmuş..
"Hayırlı olsun" demekten ve Terim'e güvenmekten başka çaremiz yok..
Dünyanın en ünlü, ülkemizin yetiştirdiği en büyük hocalardan biri, belki de birincisi Fatih Terim'in 2010 ve 2012'de çok büyük işler başaracak çapı var. Yeter ki..
Şimdi burada duralım..
"Aklından Avrupa'yı çıkarıp, kendisini sadece Türkiye'ye vermesi" yetmez çünkü..
Terim'in geçmişte ısrarla yaptığı bazı hataları da bundan böyle yapmaması gerek..
Nasıl yapmayacak?..
Hata olduğunu kabul ederse..
İşte bunun için Fatih Terim'in 2008-2012 dönemini kapsayacak 4 yıllık işine, 2006-2008 dönemini kapayan 2 yıllık çalışmasının oto eleştirisiyle başlaması gerek.
İşe başlarken neler düşündü?.. Hedefleri neydi?. Hangilerini başardı, hangilerini başaramadı?. Neden?.
Avrupa Şampiyonası finallerinde, kadro seçiminden başlayarak, maç 11'leri ve taktikleri, maç boyu yaptığı değişikliklerin gerekçeleri neydi?. Hataları var mıydı?.
Bunları büyük bir açık sözlülükle teker teker anlatması gerek..
O, bu oto eleştiriyi yaptıktan sonra, biz yorumcular görüşlerimizi açıklarız. Böylece 2010 ve 2012'ye ışık tutacak çok yararlı bir tartışma başlar..
Ama önce Terim!..
Önce Bodrum'a gitsin. Dinlensin.. Hem fizik hem kafa olarak dinlensin. Sonra 2008 Avrupa görüşlerini, kendi oto eleştirisini de içererek kaleme alsın. Sadece milli takım değil, medya ile ilişkileri dahil, tüm Terim eylemlerini içeren bir konuşma hazırlasın. Sonra İstanbul'da bir basın toplantısı düzenleyip, hepsini anlatsın.. Sorulara yanıt versin..
Bir büyük hoca, bir toplum lideri olarak Fatih Terim bunu yapmak zorundadır.