Senin şeyin şeyine denk.. Sana bir şeyler olmaz.. Ama bize çok şey olur"diyen bir iki fanatik, kafasını düşünmeye kapamış, klişelere şartlanmış kişiyi bir yana bırakırsak, geçen pazar yazdığım "Türkiye'ye bir şeyler olmaz" yazım genelde çok olumlu karşılandı..
Öyle de olmalıydı zaten..
Şimdi.. Ülkeye bir şeyler olsa da, bana fazla bir şey olmayacağı kesin.. Bir defa yaşayacağım kadar yaşamışım. İyi de yaşamışım. Gözüm arkada kalmaz. Çünkü arkada bırakacağım kimse de yok. İkincisi.. En olmadı, çeker giderim. Köyüm var köyüme giderim, dahası.. Başka ülkeye giderim, imkânlarım yerinde..
Yani yazdıklarım en son benim keyfimle ilgili..
Oysa ülkeye bir şeyler olursa, birlikte zarar görecek milyonlar var..
Yani ülkeme bir şey olmamalı.. Bakın.. Son günlerde herkes başka sebeple, içerden dışardan ayni şeyleri pompalıyor
AKP kapatılırsa batarız..
AB'ye giremezsek batarız..
Bu da insanımda müthiş bir endişe ve korku yaratıyor.
Hayır!..
AKP kapatılırsa da, AB'ye giremezsek de bize bir şeycikler olmaz..
Biz 70 milyonluk Türkiye, insan gücümüz, tarım, ekonomi ve turizm kaynaklarımızla dimdik ayaktayız. Bize bir şey olmaz..
Bu kaynakları en iyi şekilde kullandık mı bugüne dek?. Buna rağmen ayakta değil miyiz, hem de bir ülkenin başına gelebilecek nerdeyse tüm badireleri 50 yıl içinde yaşamamıza rağmen..
Demokrat Parti, CHP, Adalet Partisi, Milli Selamet, Refah gibi hem de iktidar partileri kapatıldı, ne oldu?.
Avrupa'da AB üyesi olmayan yığınla devlet var. Üstelik kendi istekleriyle girmeyen..
İşte İsviçre?.. İşte İskandinavya?..
Batıyorlar mı?.
Efendim, kapanmasa iyi olur.. Ya da alsalar..
O ayrı tartışma konusu..
Türkiye'nin gücü, Türkiye'nin kendine yeterliğine inancımız her şeyin üstünde gelmeli..
Bizi korku yıkar.. O zaman sömürge olmayı kabullenmeye başlarız işte.. O zaman "Biz bizi yönetemiyoruz, bizi siz yönetin" öne çıkar..
Türkiye'yi "Bir şey olur" korkusu yıkar sadece..
2000 yılında bu tünele girdik.. "Batıyoruz" endişesini, medya pompalayınca millet para harcamaz oldu. Tüketim durdu. Stoklar artınca üretim de durdu. İşçi ve köylü sınıfı, yani gündelik gelirle yaşayan alt kademe eve yemek parası götüremez hale geldi. Oysa Türkiye'de zaten mevcut çarkın dönmesi için eksik hiçbir şey yoktu. Parası olanın yeniden harcamaya başlaması yeterliydi.
Harcamayı teşvik eden önlemler alındı. İnsanlar paralarını kullanmaya başladılar. Alt kademe insanları evlerine yeniden para götürür hale geldiler. Kriz bitti.
Bugün gene ayni duruma gidiyoruz. Korku insanları tasarrufa zorluyor.. "Aman her kuruşu saklayalım, ne olur ne olmaz.."
İlk, hemen kesinti, işte yaz aylarındayız.. Tatilden ve eğlenceden vaz geçmek..
Eee.. Geçin peki.. Birkaç bin liranız yastık altında kalsın..Kalsın da, bundan ekmek yiyen milyonla turizm, eğlence sektörü ailesi ne yapacak o zaman?..
Güneyden, Ege'den haberler geliyor.. Yerli turist sayısında müthiş azalma var. Gelen de para harcamıyor.. Mekânlar boş. Faturalar boş..
Korku kadar zincirleme yayılan şey yoktur..
"Bir şeyler olur" korkusu bizi bitirir.
Olmaz.. Bu ülkeye bir şeycikler olmaz..
İçinizden endişeleri atın.. İç, dış tehditleri boş verin, keyfinize bakın..
Varsa paranız, çıkın, gidin, yiyin, için eğlenin ki, sizin harcadığınız parayla yaşayan milyonla aile sıkıntı çekmesin..
Harcadığımız sürece Türkiye'ye bir şey olmaz.
Saklamaya başlarsak, vay halimize!..