Okurlardan her ama her gün yığınla e-mail geliyor.. "O adamla nasıl ayni gazetede çalışıyorsun" diye.. Ayıbım bu değil. Ben herkesle ayni gazetede yazarım. Çünkü, kendini tek ifade yolu o olduğu için köpek havlamasını bile fikir özgürlüğü içinde kabullenir, saygı duyarım.. SABAH her türlü fikre açık bir gazete olarak kuruldu. Öyle de devam ediyor.
Benim utancım başka..
Onu bugün yazdığı köşeye oturtan, ona adam, ona yazar muamelesi yapan benim. Bu ayıp bana ömür boyu yeter de artar.
Bu ülke medyasının nerdeyse yüzde 70'ini "Darbeci" ilan eden o palavra komplo teorisinin ne ayıp, karısı da o gurupta üst düzey yönetici ve yazar olarak çalıştığı için ne kadar insanlık dışı olduğunu yazdığımda, cevap yerine, komplo teorilerine devam etti.
Utanmazca, ahlaksızca ithamlarda bulundu, hakkımda.. Sözlerime yanıt veremeyen acizlerin yolu bu.. Yalanlarla kimliğime, kişiliğime saldırmak. Benim okurum beni de, onu da tanır.. Bu yüzden hezeyanlarına yanıt vermek beni aşağılar, onun düzeyine getirir.
Hakkımdaki yalanları, aslında onun kimliği.. Ortaya attığı komplo teorilerinin nasıl palavralar üzerine kurulduğunu SABAH okurları şimdi daha iyi anlamış olmalılar..
Kendisi başka gurupların televizyonlarında durmadan programlar yapan zavallı beni Ahmet Çalık'a da ihbar ediyor.. Doğan gurubunun menfaat karşılığı avukatlığını yaptığımı ima ve iddia ederek.
Doğan gurubunun televizyonu CNN'de yığınla program yaptım. Sevgili Dostum Mehmet Aslan'ın çıkarmağa başladığı spor dergisinde de her hafta bana sorulan sorulara yanıt veriyorum. Ama Doğan gurubunun tek kuruşu bugüne dek evime ve cebime girmedi. İki para için ruhlarını satan dönekler, para dışında da değerler olduğunu bilmez, bazı şeylerin sadece dostluk adına yapıldığını anlamakta güçlük çekerler..
Şimdi bakar mısınız, bana "Doğancı" diyen adamın her gece sofrasına konan yemeğin en az yarısı Aydın Doğan'dan geliyor. Karısının, belki onunkinden de fazla maaşı Doğan gurubundan..
Avukatlığa gelince.. Doğan gurubunun benim avukatlığıma gerçekten ihtiyacı olabilir. Çünkü Aydın Doğan'ın avukatları şu anda mahkemelerde, bana karşı açtıkları davalarla meşguller. Yani Hıncal'ı mahkemeye verdiler, onlara hakaret ettiğim iddiasıyla.. Sürüyor davalarımız..
"Vay anasını Sayın Seyirciler" değil mi?..