"ÖZTÜRK'ÜN kızı" yazıyordu imza yerinde..
Öztürk dediği, Serengil .. Benim sevgili dostum.. Öztürk'ün kızı da Seren tabii..
"Bayram tebrikleri, yılbaşı mesajları atamam ama, sizi ayrı severim" diyor.. "Baba dostu olarak.."
Peki bu e-mail neden şimdi?..
"Neco'nun kızına olan siteminizi okudum. İnsanları yaşarken aramak, anmak, yaşarken yanlarında olmak, sevdiğinizi yaşarken söylemek, göstermek.."
Eşinin ailesi benim apartmanda oturuyormuş. Ziyaretlerinde girip çıkarken ışığıma bakıyormuş..
"Sizi eve girerken yalnız görünce, bir de Ayşe'ye bu söyledikleriniz aklıma gelince, size, siz yaşarken sevdiğimi söylemek, bunu size göstermek istedim. Bu cesareti sizden buldum yani" diyor.. Ve de ne güzel yazıyor..
"50. Yılınızı kutluyor, iyi ki varsınız diyorum. O kadar genç ve bugündesiniz ki, ben dünden çok yarınlara yakıştırıyorum sizi.."
Öztürk yıllar önce elinden tuttuğu Seren'le gelmişti, Erkekçe'deki odama.. Daha genç kızlığa yeni yeni adım atıyor o zaman..
Bir ara kulağıma eğildi.. "Bu kız sana emanet" dedi.. "Ona göz kulak ol, tamam mı?.."
Anlaşılıyor ki, beni de Seren'e emanet etmiş, Koca Öztürk..
Yeşeeee!..