Ben Ergun'un yerinde olsam, haberi yedinci sayfaya yollamaz, birinci sayfanın en tepesinden verirdim, Türkiye'deki çirkinliğin, Türkiye'deki ayıbın, Türkiye'deki sistemsizliğin, Türkiye'deki gençliğe ve eğitime ihanetin çok çarpıcı bir örneği olduğu için.. Bir de başyazı yazardım "Utandınız mı" diye..
Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi öğrencisi Bünyamin Butak, Üniversite Giriş Sınavı'nda, yani o Allah'ın belası, o gençlik katili, o yüz karası ÖSS sınavında Eşit Ağırlıklı Alanda 372 puan alarak Türkiye 179'uncusu olmuş Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Fakültesi'ne kayıt hakkı kazanmış.. Ama olamıyor. Çünkü, mezun olduğu (!) lise diplomasını vermiyor..
"Bizim öğrencimiz, yüz binlerce kişi arasında 179'uncu oldu" diye iftihar edeceğine.. Resmini okulun şeref tablosuna asacağına..
Çünkü Bünyamin'in son sınıfta devamsızlığı 38 gün.. 30 günü 8 gün aştığı için devamsızlıktan kalmış. Diploma alamaz..
Peki o okulda, ya da Türkiye'nin herhangi bir lisesinin son sınıfında devamsızlığı 30'dan az olan öğrenci var mı?.
Özellikle ders yılının son iki ayında bütün dersler boş geçmiyor mu?.. Bunu Milli Eğitim Bakanı'ndan, İl, İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, okul müdürlerinden, muavinlere, ders hocalarına herkes bilmiyor mu?.
Öğrenciler, bu rezil, bu iğrenç, bu korkunç sınav yüzünden ne gençliklerini yaşayabiliyor, ne okula devam edebiliyorlar.. Varsa, yoksa, beyinleri yıkayan üniversite sınavları ve dershaneler..
Herkes her şeyi biliyor, ama çözüm de üretmiyor. Ne oluyor?.. Türk Milli Eğitim sistemi, gence en büyük eğitimi veriyor..
"Başarılı olmak istiyorsan, daha lisede sahtekarlığı öğren. Bir tanıdık bul, git rapor al. Derslere girme, dershaneye git."
Açın Türkiye liselerinin dosyalarını.. Onbinlerce rapor bulacaksınız.. Hepsi devlet hastanelerinden ve hepsi lise son sınıf öğrencilerine ait.. Bu gençlerin hepsi, mart, nisan, mayıs aylarında kitlesel bir salgına tutulup hastalanmışlar, Sağlık Bakanlığı farkında değil.
Böyle ayıp olur mu?.
Böyle çirkinlik olur mu?. Böyle rezillik olur mu?.
Sahte raporu bile bile veren devlet hastanesi.. Sahte raporu bile bile kabul eden devlet.. Namuslu, doğru, dürüst öğrenci yetiştirme görevi Anayasa'da yazan devlet..
.. Ve de bu sahtekârlığı zamanında yapamadığı, raporu zamanında okula vermediği için 179'uncu olmasına rağmen, o hiçbir halta yaramayan, göstermelik lise diplomasını alamadığı için Boğaziçi'ne kaydını yaptıramayan Bünyamin.
Sahtekarlığı ödüllendiren sistem, başaramayan Bünyamin'in yolunu kesiyor. Ve biz buna "Milli Eğitim" diyoruz..
Bundan iyi sürmanşet mi olur, Ergun!.