İstanbul, 2010 Dünya Kültür Merkezi öyle mi?..
İşe sadece kültür varlıklarıyla, yani bize miras kalan taşınmazlar açısından bakarsanız, mesele yok..
Peki ama insan..
İstanbul insanları olarak böyle bir unvanı, onu verdiler zaten, geçelim, Dünya Kültür Merkezi'nde yaşamayı hak ediyor muyuz?.
Hafta sonu Ekav'a uğradım.. Hani İstanbul'un gelmiş geçmiş en güzel galerisi.. Galeri olarak özel tasarlanmış. Geniş, havadar sergi alanları.. Bir köşesinde yorulanlar, ya da "Sanat"ta buluşanlar için şirin bir cafe.. Ortada gerçek bir asma kat.. Seminerler, tartışmalar, bilgilendirmeler için..
Ne harika sergiler izledim, sizlere de yazdım Ekav'da..
Dahası var..
Ekav sanatçı, sanat alanında yönetici ve teknik eleman yetiştirmek için yurtiçi ve yurtdışı, eğitim ve ihtisas bursları veriyor. Eğitim, spor, sağlık ve sosyal dayanışma alanlarında öğrenim gören yetenekli ama maddi durumu yeterli olmayan öğrencilere de destek oluyor.. İçerde dışarıda yüzlerce öğrenci okutuyor şu anda..
Özet.. Ekav tam da Dünya Kültür Merkezi İstanbul'a yakışan, 2010'da bu kente gelecek dünya kültür adamlarını ve medyasını, gururla davet edeceğimiz, tanıtacağımız ender yerlerden biri..
Biri..ydi.. Artık yok!..
İçeri girdim.. Vakfın başkanı, galerinin yöneticisi İnci Aksoy ağlıyor.. Resmen ağlıyor.. Gözlerinden yaşlar sicim gibi.. Kapının önünde, o dayanılmaz sıcakta ceket kravat, koyu renk elbiseli adamlar..
"Ne oluyor" dedim İnci'ye..
"Polislerle geldiler.. Burayı boşaltmak için" dedi..
Bir galeriye, devlet eliyle baskın..
Olacak şey mi?..
Oluyor..
Bina İktisat Bankası'nın.. Giriş kartı galeri.. Altındaki bodrumlarda Cine 5'in yayın yaptığı stüdyolar var..
Bankaya el konulunca, bütün varlıklar gibi, burası da devlete geçmiş.. Aksoy'un Vakıflar Bankası'na da 10 milyon dolar borcu var. Bu borca karşılık bina Vakıfbank'a rehnedilmiş. Vakıf Bank, binayı üzerine tapuluyor, sonra satışa çıkarıyor.
Cine 5 "Başına geç, yönet, borcunu öde" diyerek Erol Aksoy'a geri verilmiş.. Cine 5 bu binada ya. Aksoy hemen talip oluyor. Vermiyor, satışa çıkarıyorlar.
Bir holdinge veriyor, Vakıfbank, 30 milyon dolara.. Kolunu sallamadan 20 milyon kâr.
"Niye bana vermediniz" diyor Aksoy.. "Onlar 100 bin dolar fazla teklif etti."
Aksoy "Peki ben 35 milyon dolar vereyim" diyor.. "Geçti" diyorlar..
Aksoy, alan holdinge "Hemen 5 milyon dolar fazla vereyim, bana devredin" diyor.. Gene ret..
Ardından "Çık" diyorlar.. Galeri ve Cine 5 çıkacak..
Bre aman.. Özel inşa edilmiş bir televizyon binasının sadece kablolarının nakli aylar sürer.. O ayrı konu..
İnci Aksoy "Yurtdışı sergi anlaşmalarımız var. Ele güne rezil oluruz. Ekav'a yıl sonuna kadar mühlet verin" diyor.. Vermiyorlar..
"Devam eden sergi var, hiç değilse ağustos sonuna kadar" diyor.. Önce "Peki" diyorlar.. Sonra polisle geliyorlar işte, tam da ben uğramışken..
Şimdi bu mudur, Kültüre, sanata sevgiyi geçin, saygı!..
İşadamlığı, zenginlik bu mudur?..
Bu milletten kazandığının bir bölümünü bu millete iade etmek, bunu da spor ve sanata sponsorlukla yapmak, günümüzde zenginliğin şanından değil midir?.
İşte fırsat ayağına gelmiş üstelik, taş atıp kolun yorulmayacak.. O galerinin birkaç ya, geçtik, birkaç gün daha açık kalmasına izin vereceksin..
Hayır.. Devletin polisleriyle, genel ev, kumarhane basılır gibi galeri basılıyor ve duvarlardaki tablolar yaka paça indirilip bina boşaltılıyor..
İnci ağlıyor.. Boğaz'daki yalısından bir günde çıkarken ağlamayan İnci, galerisine son defa bakarken ağlıyor.
Ben öfkeden deliye dönüyorum.
Ama çare yok.. İstanbul'un en güzel galerisi bitiyor..
Ne var ki, ben İnci'yi tanıyorum.. Yenilmez o..
Kolları sıvayacaktır..
Yeni bir yer bulacak, Ekav'ı oraya taşıyacak, sanata, kültüre ve öğrencilerine sağladığı imkanı gene sürdürecektir..
Biz gazeteci dostları destek olacağız.. Çevresi geniş.. Zengin dostları var.. Onlar yardıma koşacaklardır.
Ekav'ı yıl sona ermeden yeni yerinde göreceğimize inanıyorum..