"Oya Eczacıbaşı'nın heykelini dikmek gerek" dedim, bu hafta Yaşamdan Dakikalar'da.. Her fırsatta söylüyorum.. Her Modern Sanat Müzesi'ne gittiğimde..
Bülent ve Oya, en sevdiğim dostlarım arasındadır, İstanbul'da.. Sık görüşemeyiz, ama hani nasıl derler, şairin dediği gibi ya da.. Orda bir köy var, uzakta..
Sanki bir başka unutulmaz dost Nejat Bey'in emaneti gibidirler bana..
"Bu milletten aldıklarımızın bir bölümünü hiç değilse, bu millete vermeliyiz" diyen ve bunu spor, sanat ve kültür yolu ile yapan Nejat Eczacıbaşı'ndan söz ediyorum.. Bu ülkeye İstanbul Sanat Vakfını, yani Sinema, Müzik, Caz Festivalleri'ni armağan eden Nejat Bey'den..
Kardeşi Şakir var şimdi vakfın başında.. O da Sevgili Dostum..
Oğlu Bülent de, eşi Oya'yı destekleyerek, Modern Sanat Müzesi'nde.. Oya'nın hayatı oldu müze.. İyi de oldu.. Birbirinden parlak işler yapılıyor orda.. İstanbul'un, ülkenin gururu şimdi, Denizcilik İşletmeleri'nin dört numaralı deposu..
Geçen akşam ordaydım gene.. Andreas Gursky'nin fotoğraf sergisi..
Fotoğraf deyip geçmeyin.. Adam bir süper marketin içini çekmiş.. Sıra sıra raflar.. Sıra sıra raflarda, sıra sıra mallar.. Diş macunları, kremler, meşrubat şişe, kutuları.. Aklınıza ne gelirse hepsi.. Öyle bir açıdan çekmiş ki, onlarca rafı ve yüzlerce, belki de binlerce malı sığdırmış kareye..
Eeee.. Ben de yaparım..
Vallahi yapar mısınız bilmem..
Gursky, bu fotoğrafın ilkini 1milyon dolara satmış.. Sonra bir daha basmış.. 2 milyon dolar.. Altıncı kopyayı 3.5 milyon dolara satmış .. Bu altı kopyadan eline geçen toplam para 10 milyon dolar.. Hadi bakalım "Ben de yaparım" diyorsanız, buyrun..
"Kuş mu kondurmuş" diye merak ediyorsanız eğer, o zaman İstanbul Modern'in yolunu tutun, ne kondurmuş kendiniz görün..
Ben şunu gördüm.. Mesela o süper market fotoğrafında yüzlerce mal görülüyor ya.. Her mal da ayrıntıları ile görünüyor.. Yani sadece diş macununun markasını okumuyorsunuz, yakına girip baktığınızda.. Altındaki "Beyazlatır" lafını da seçiyorsunuz..
Bir 19 Mayıs gibi çekmiş, Kore'den stadyum gösterisini.. Sahada binlerce öğrenci.. Uzaktan öyle bir mozayık.. Bir şekil yapmışlar.. Yakına girin, tek tek seçiyorsunuz herkesi.. Yani tanıdık biri olsa "Aaa. Bizim Ayşe" diyebilirsiniz, o kadar net, o yüzlerce kişiden her biri.. Nasıl bir tekniktir bilmem..
Ama sergi yaz boyu açık, mutlak gidin görün derim, Andreas Gursky'yi..
Teşekkürler Oya!..
***
Sahan'da yemek yedim, serginin ardından.. Bu şehri Stanbul, gerçekten bi mislü beha.. Dünyada başka bir yerde böyle bir yemek yeme şansınız yok. Olamaz. Boğaz tek çünkü.. Sortie, Boğazın en güzel yerinde.. Harika olmuş bu yıl..
Kulağınıza arkadan gelen, sohbeti asla bozmayan hafif bir müzik ve Sahan'ın enfes yemekleri.. Sortie'de daha ne mekanlar var.. Hepsine gideceğiz, sırayla..
***
Hafta sonu için bir gecenizi de, İstanbul Caz Center'in yeni açılan terasına ayırabilirsiniz.. Attila Demircioğlu gitarını alıp bir köşede başlıyor, en romantik, en güzel Fransız şansonlarını söylemeğe.. Tepenizde denizden esen bir meltem dolaşıyor.. Nasıl bir hava, nasıl bir ambiyans.. Çarşambadan cumartesiye, dört gece orda Attila..
***
İstanbul Müzik Festivali de başlıyor bu arada.. Ben ayaküstü ilk seçimleri yaptım. Pazartesi Aya İrini'de Angela Gheorghiu ile başlıyorum. Gerçek bir Opera Divası Angela.. Önüne geleni Diva yaptığımız ülkemizde, gerçeği görmek isteyenlere..
14 Haziran İdil Biret'e yerimi şimdiden ayırttım.
Maurice Bejart'ın ünlü dans tiyatrosu, Mevlana yılına, özel koreografiyle katılıyor. 15 haziranda.. Dahası var. Dedim ya bunlar ilk, ayaküstü seçimler..
***
Maslak Arena'da pazartesi gecesi, DreamGirls filminde öyküsü anlatan Supremes gurubu var. Meraklısı için kaçmaz.. 6 haziranda Pepino di Capri.. 7, 8, 9 haziran geceleri Tango Seduccion gösterileri..
Renkli, coşkulu, güzel bir yaza girdik.. Ne kadar erken program yaparsanız o kadar iyi.. Arkası geliyor çünkü.. 15 haziranda Açık Hava'da Sezen'le BKM konserleri başlıyor.. Daha neler neler var!..
