YIL 1960.. Gazeteciliğimizin en heyecanlı günleri.. Türk basın hayatında gerçek bir devrim yaratan Öncü'yü çıkarıyoruz..
Genç, dinamik, tabuları yıkmaya kararlı devrimci bir kadro.. Klasik gazeteciliğe baş kaldırış.. Çağdaş gazeteciliğe ilk, ama dev adımlar.. Sayfa çiziminden başlık atımına, haber dilinden, fotoğraf seçimine, İstanbul basınına örnek olan değişimler..
Bir gün, birisi, tarafsız ve ciddi araştırma yapar da, basın tarihini yazarsa, Öncü'nün gerçekten, hem de nasıl bir öncü olduğu ortaya çıkacaktır.
Ben spordan sorumlu yazı işleri müdürüydüm.. Hayli güçlü İstanbul kadromuzda da, genç bir muhabirimiz vardı, Akgün Tekin..
Yani.. Nerdeyse yarım asra yaklaşan bir meslektaşlık ve paralel derin dostluk..
SABAH'ı çıkaran kadronun beyin takımındaydı Akgün..
Çok iyi gazeteciydi.. Gölgede duranlardan.. Alev aydınlatırken, gölgede durarak lambayı tutanlardan..
Benimle yaşıttı..
Dün toprağa verdik!..
Bir "Dost" daha uçmağa vardı!..