BU defa 20 aday karşınıza geldiğinde, hemen öne çıkan, dikkati çeken, "İşte bu" dedirten bir Arzum Onan, Sinem Güven, Çağla Şikel (O zamanki bakmaya kıyamadığınız, yüzünde göz izi bırakmaktan korktuğunuz Çağla) yoktu.. Ama geçen yıllara göre birinciliğe yarışan en az 6-7 kız vardı.. Jüri de oldukça yenilerden kurulmuştu. Bir Özcan Başkan vardı, bir de ben, tecrübeli, nerdeyse.. "Çekişmeli bir yarışma olacak" dedim.. "Her türlü sonuca açık.." Sonuçlar açıklandığında içimde hafif bir soru işareti doğdu ancak..
Jüri üyeleri gerçekten kendi en güzellerine mi oy vermişlerdi, yoksa kulisi en iyi olanlar mı kazanmıştı?..
Hatırlarsınız, geçen yıl da ayni soruyla ayrılmıştım, yarışma salonundan..
Bana sorarsanız, yani Başkan'dan sonra en görmüş geçirmiş jüri üyesine göre gecenin en dikkate değer iki kızı podyuma bile çıkamadı.
8 numara Çağrı Atiksoy, benden "Birincilik" oyu aldı.. Tepeden tırnağa güzeldi. Fevkalade ölçüleri yanı sıra "Miss World" yarışmasının istediği "Zarafet" onun doğasında vardı. Çağrı, çok zarif, çok güzel, çok etkileyici bir kızdı. Jüri onu nasıl görmedi, anlamam mümkün değil..
15 numara Damla Akpolat kadar güzel gülebilen bir yüze son yıllarda rastlamadım.. Uluslararası yarışmalarda böylesine gülebilen bir yüz çok kolay öne çıkar, hele o harika gözler jüri üyelerini çok kolay avlar.. "Dört yarışmadan birine mutlak gider" diyordum.. Onu da podyuma çıkarmadı benim jürim..
Podyuma çıkanların içinde bence "Kraliçe" tacını asıl hak eden Ceyla Kirazlı idi..
Hem de kulislerde hiç adı geçmediği, kimse onun için lobby yapmadığı halde bu başarıya ulaştı ise.. Ceyla benim listemde üçüncüydü..
Birinci olsa hiç şaşırmayacağım, gerçekten zarif, şık ve göz alıcı Asena Tuğal da dördüncü kraliçe adayım oldu o gece..
12 numaralı Petek Küçüktüzün de taç giyenlerden biri olsaydı, itiraz eden çıkmazdı.. Dedim ya, birbirlerine çok yakın güzeller vardı yarışmada, jürinin işini zorlaştıran.. Böyle durumlarda kulisler fevkalade etkili oluyor, ne yazık ki..