"Turşusunu kurmak" çok hoş bir Anadolu deyimidir. Cimrice, kullanmadan saklamak anlamına gelir..
Turizm Bakanı Atilla Koç'un ağzından gündeme geldi. Geldiği günden beri de, laf tartışılıyor, ama mecaz anlamında değil.. Turşu için sözlükte ne yazıyorsa o.. Bakan Gökova koylarını turşuya benzetmişmiş..
İşin kolay yanı bu.. Günümüz, reyting, tiraj dünyasında ne yazık ki cazip yanı da bu..
"Gökova koylarının turşusunu mu kuracağız" oysa öyle doğru bir laf ki.. Tabii karşı görüşte olanlar da var.. Olacak.. Olmalı. Tartışmalıyız.. Ama hayır.. Bu tartışma yok.. Bir latifeli düşünce açıklaması ile dalga geçmek var..
Şimdi soruyorum.. Koç'un sözlerinin nesi yanlış?.. Gökova Koyları insanlar için değil mi?. Onlara "Güzel" diyen, değer veren, onu korumaya değen bir doğa varlığı haline getiren insan değil mi?.
"İnsanların değerlendirmediği hiçbir şeyin kıymeti yoktur" diyen filozof haksız mı?.
Yani.. Gökova içinde insan olduğu, insanlar için olduğu için değerli.. Yani burayı insan kullanacaktır.
Devam edelim.. Ne diyor Koç, "Turşusunu kurmayacağız Gökova'nın" deyişinin ardından..
"Burayı böyle bırakırsak, yasadışı yapılaşmalar başlar. Yıllar sonra af kanunu çıkarmak zorunda kalırız ve tüm bu plansız, programsız, çirkin, kaçak yapıları yasallaştırırız." Peki bunda haksız mı?.. Aynen böyle olmuyor mu?. İstanbul'u böyle rezil etmedik mi?. Kent milyonlarla nüfusun yaşadığı rezil getto, gecekondu çemberi içinde kalmadı mı?.. Bu gece kondular için yığınla af çıkarılmak zorunda kalınmadı mı?.
İstanbul'un bu gecekondu mahalleleri, zamanında belli bir ortanda yapılaşmaya izin verilerek sahiplendirilse, Boğaz'ın öngörünüm bölgesi şimdi böyle çirkin, böyle rezil olur muydu?.
Gidin Sarıyer'e.. O güzelim Uyum villaları Truva harabeleri gibi duruyor. Buna karşılık yasadışı yapılan binlerce gecekondu, orada.. Soran, tartışan, gidip gören var mı?. Nerde Medya..
"İstemezük" demek kolay.. Gösterişli.. Kahramanca.. "Vay be.. Helal olsun.. Nasıl karşı çıkıyor?.. Nasıl dikiliyor?.." Hatta Devlet Üstün Hizmet Madalyası gerek bunlara, karpuz kabuğundan..
Atilla Koç, çok önemli şeyler söyledi. Bu sözler tartışmaya açılmalıydı.. Gökova'nın nasıl bir yandan insanlar tarafından turşusu kurulmadan kullanılacağı, öte yandan da kullanırken nasıl korunacağı tartışmaya açılmalıydı. Bakan bir proje, bir teklif getirdi. Buna karşı çıkanlar, niçin karşı olduklarını anlatmakla kalmamalı, kendi mukabil tekliflerini de tartışmaya açmalıydılar..
O zaman çözümü daha kolay, daha sağlıklı bulurduk..
Ama yok.. Genlerimizde, yeniçerilik var bizim.. Kazanı kaldırır "İstemezük" diye bağırırız. Çoğumuz neyi istemediğimizi dahi bilmeden..